Tutkulu aşklar beynin yapısını bozuyormuş, düzenli cinsel ilişki ise beyni besliyormuş. Doç. Dr. Serdar Dağ, “Gözüm ondan başkasını görmüyor diyorsanız, tedavi şart” diyor!..
Nörolog Doç. Dr. Serdar Dağ seksin beyni nasıl beslediğine dair soruları yanıtladı:
* Aşk beyni nasıl etkiler?
Şunu unutmayın seks sağlığımız açısından fizyolojik bir ihtiyaçtır. Düzenli seks yaşamı, kadın ve erkeğin cinsel dürtülerini tatmin eder. Cinsel düzensizliğin getireceği stres, sinirlilik ve huzursuzluktan korur, zihni canlı tutar. Cinselliği belirleyen kadınlık ve erkeklik hormonlarının yönetim merkezi beyindir. Ruh halinin bozulması bu merkezleri olumsuz etkiler. Aşk, beyindeki feniletilamin denen maddenin salgılanması ile karşı cinse oluşan, beğenme, birlikte olma, yanından ayrılmama gibi yoğun duygudur. Hepsi beynimizin gücünü etkiler.
MANTIK İŞE YARAMAZ
* Yani aşk bir tür takıntı hastalığı mıdır?
Aşk, mantık çerçevesinde yaşanırsa insanı mutlu ve huzurlu yapan, heyecan veren, beyni zinde tutan bir duygudur. Tabii bunun için duyguların karşılıklı yaşanması gerekir. Fakat bazen duygular tek taraflı olur. Kadın veya erkeğin karakterine bağlı olarak, “sevgiliye ulaşmak” takıntı haline dönüşür. Her zaman karşı cins düşünülür, hayatın tek odağı hale gelen sevgiliye kavuşamamanın verdiği sıkıntı ruh yapısını bozar. Toplumdan kendini soyutlama, uykusuzluk, boş verme, bazen aşırı sinir, kendine olan güveni kaybetme gibi istenmeyen durumlar oluşur. Bu hasta ruh yapısının tek amacı; ne pahasına olursa olsun karşı cinsle benzer duyguları yaşamaktır. Kişi duygularına mantığı ile yön veremez. Bazen birlikte olmanın imkansız olduğu durumlar vardır. İlk defa gördüğü ve hiçbir şekilde sosyal açıdan beraber olunamayacak bir kişiye aşık olmak ve hep onu düşünmek; öğrencinin öğretmene aşık olması, starlara aşık olmak, duyguları tek taraflı yaşamak ve bunu kabullenmemek gibi… Kim kendi kendine duygusal olarak eziyet etmek ister ki? Aşk da salgılanan hormonlar da bir süre sonra etkisini yitirir. Aslında aşk ile aşk takıntısı aynı şey değildir. Kısacası, aşkta mantık çerçevesinde önlenemeyen yukarıda saydığım belirtiler varsa aşk, takıntıya dönüşmüş demektir. Bu durum aşkın kutsallığını ifade etmez. Kişi mutlaka tedavi olmalıdır. Çünkü bu noktada aşk beyne zarar verir.
SİNİRLİLİK KAÇINILMAZDIR
* Cinsel ilişkinin beyni etkilemesi nasıl oluyor?
Hep söylediğimiz gibi seks; fizyolojik bir ihtiyaçtır. İnsanın beslenmesi düzeli spor yapması, zararlı maddelerden uzak durması bünyeye nasıl faydalıysa düzenli seks de beden için faydalıdır. Araştırmalar düzenli cinsel ilişkinin beyinde dolaşımı destekleyici, zinde tutucu, uzun yaşamayı destekleyici etkisi olduğunu göstermiştir. Cinselliği yaşayamayan veya düzensiz yaşayanlarda stres, sinirlilik, huzursuzluk kaçınılmazdır. Cinsel işlevin başlamasının ve kontrolünün merkezi ise beyindir. Bu yüzden beyinde oluşan ruhi ve fiziki hasarlarda cinsellik hasar görür. Örneğin; bunayan bazı hastalarda beyin kontrolü azaldığı için cinsellik kontrol edilemez.
Aşkın gözü kör mü acaba?
Takıntı haline gelen aşklar kişi karşı cinsle beraber olmak için her şeyi yapabilir. Karşı tarafta olan kusurları veya birlikte olmaya engel olabilecek sosyal durumları göz ardı eder. Yapılan araştırmalarda; aşk hormonunun etkisi altında kalan beyinde akıl yürütme ile ilgili olan bölgede hafif işlev kaybı olduğu görülmüştür.
İlaç ya da psikoterapi
Bu bölgede beynin tek enerji kaynağı olan glikoz yani şeker kullanımının azaldığı da gözlenmiştir. Bu durum, aşkta mantıklı düşünme kabiliyetini azaltır. Aşk takıntısı ilaçla veya ilaçla beraber psikoterapi ile tedavi edilebilir. Eğer eski zamanlarda bu durum anlaşılmış ve Mecnun tedavi edilmiş olsaydı; bu aşk belki efsane haline dönüşmezdi! Fakat Mecnun ile Leyla”nın ruh sağlığı kurtulur, yaşam kalitesi artardı.
Aşkın merkezi beyin mi kalp mi?
Yüzyıllardır kalp aşkın simgesi olarak kullanılır. Ama aşkın merkezi beyindir; aşk beyinde başlar. Kadın ve erkekten birisi veya her ikisi birbirlerini ilk görüşte beğenirse; beyin tarafından salgılanan maddeler, tüm bünyeyi etkiler. Salgılanan maddelerin miktarına bağlı olarak, kalp atışlarında hızlanma, soluk alıp vermede artış, derinleşme, ellerde terleme, yüzde kızarma, iştah azalması, aşırı mutluluk, yerinde duramama, uykusuzluk gibi belirtiler oluşur.
Yücelik değil hastalık!
Aşkta duyguların aşırıya kaçması daima karşı cinsi düşünme, diğer işleri boş verme, hayattan kendini soyutlama; aşkın yüceliğini değil hastalığı gösrerir. Buna göre; Mecnun”un Leyla”ya olan efsanevi aşkı, Mecnun”da oluşan, “obsessif compulsif nöroz” denen, takıntı hastalığından dolayıdır.
“Başım ağrıyor bugün olmaz” bahanesi doğru mu?
* Sekste baş ağrısı bir kaçış bahanesi mi, yoksa bir beyin hastalığı mıdır?
Cinsel aktivite sırasında oluşan baş ağrısı toplumuzda sanıldığından daha fazla görülür. Bunun için olsa gerek, zoraki evlilik yapanlar veya karşı cinsi istemeyenler başım ağrıyor bahanesini sıkça kullanırlar ve bu bahane normal karşılanır. Orgazmik baş ağrısı olarak isimlendirilen bu ağrının nedeni beyindeki ciddi rahatsızlıktan kaynaklanabilir. Seks sırasında başınız ağrıyorsa; ağırınızın önce çeşidini bulun.
1) İyi huylu baş ağrısı: Cinsel ilişkide orgazm öncesinde veya orgazm sırasında ağrı başlar. Heyecan arttıkça ağrı yoğunlaşır. Bu yüzden cinsel ilişkiye son verilir. Ağrıyı yaşayan kişiler cinsel aktiviteden kaçarlar. Kendilerinde veya ailelerinde migren öyküsü olanlarda beyin damarlarının genişlemesi sonucu orgazm sırasında, hatta mastürbasyonda baş-boyun ağrısı olabilir. Bu ağrının tedavisi mümkündür.
2) Kötü huylu baş ağrısı: Cinsel ilişki sırasında ilk kez başlayan ve şiddetli olan baş ağrısı beyin kanamasının belirtisi olabilir. Hayatında ilk defa böyle şiddetli bir baş ağrısına maruz kalan kişi mutlaka donanımlı sağlık kuruluşuna başvurması gerekir. Aksi halde cinsel ilişki zevkten ölüme dönüşebilir.
* Cinsellikte aşkın rolü nedir?
Aşk cinsel ilişkiyi daha zevkli, tutkulu ve kalıcı hale getirir. Aşksız olan cinsel beraberlikler. Cinsel haz int(11)tikten sonra sona erer, kalıcı olmaz.
Sabah