on aylarda internetle haşır neşir olan herkesin en çok konuştuğu
konu Zeitgeist filmleri. İlk olarak 2007 yılında internet üzerinden
yayınlanan “Zeitgeist, The Movie” ile başlayan bu rüzgar, geçtiğimiz
aylarda ikinci film “Zeitgeist Addendum”un da çıkışıyla inanılmaz bir
kasırgaya dönüştü. Zeitgeist filmi, bugüne kadar 100 milyon kişi
tarafından izlendi. İkinci film de çıkalı birkaç ay olmasına rağmen
diğer filmin izlenme rakamlarına kısa bir sürede ulaşacakmış gibi
görünüyor. İşin ilginci bu süreçte Zeitgeist hayranlarının, filmin
yaratıcılarının da desteğiyle bir hareket başlatmış olması. Bu hareket
o kadar geniş bir kitleden destek buluyor ki 15 Mart, pek çok ülkede
“Zeitgeist Günü” olarak kutlanacak. Zeitgeist fırtınasının estiği
ülkeler arasında Türkiye de var. Film ülkemizde bir hayli ilgi görüyor.
Hatta bir süre önce Türkiye”de yaşayan Zeitgeist”çıları birleştiren
özel bir internet sitesi bile açılmış. ww.zeitgeistturkiye.com adlı bu
sitenin koordinatörü Seyit Çankaya, amaçlarının öncelikle filmlerin
altyazılı izlenebilmesi ve indirilebilmesi olduğunu söylüyor: “Bize
sürekli dayatılan bir elde etme çabası var. Çoğumuz bir yıl boyunca
çalışıp 2-3 hafta tatil yapıyoruz. Kazandığımız parayla televizyonda ne
satın almamızı söylerlerse onu alıyoruz. Çocuklarımızı nasıl
istiyorlarsa öyle yetiştiriyoruz. Zeitgeist bu durumu ve bunun
yarattığı sorunları nasıl aşacağımızı anlatan bir film. Bizi
yaşadığımız gerçeklerle yüzleştiriyor.” Zeitgeist”ın bu kadar ilgi
görmesinin ana nedeni de Çankaya”nın gerçeklerle yüzleştirme olarak
adlandırdığı durumu yaratan iddialar. Film bu iddiaları din, terör,
uluslararası ilişkiler ve ekonomi ekseninde irdeliyor ve özetle
“Hepimiz kontrol edemediğimiz ve neye hizmet ettiğini bilmediğimiz bir
sistemin özgür olduğunu sanan köleleriyiz” diyor. Peki, yönetmeni
hakkında çok fazla bilgiye ulaşılamayan ve sadece internet üzerinden
yayınlanan bu iki film, iddialarıyla milyonlarca insanı nasıl bir araya
getiriyor? İnsanlar neden Zeitgeist seyrediyor ve seyredenler ne
düşünüyor? Her şeyin ötesinde konunun uzmanları bu iddiaları nasıl
değerlendiriyor? Zeitgeist fırtınasını sizin için araştırdık.Dünyayı kim “düdüklüyor”?Yiğit Bulut / EkonomistKrİz
var, Amerika batıyor! Bu açıklamalara sadece gülüyorum! Kriz var,
birileri batıyor, devletlerin paraları birilerine transfer ediliyor ama
inanın söyledikleri gibi net ve saf bir kriz yok! Beni takip edenler
bilir çok uzun zamandır; 1997 yılında Clinton yönetimi tarafından
kaleme alınan “Yeni Bir Yüzyıl İçin Strateji” belgesinden bahsediyorum.
Belge çok açık ve net; Türkiye”nin hakim olacağı bölgeye yerleşeceğiz!
Kim yerleşecek? Yeni yüzyılda, yeni strateji gereği ABD! Peki, içinde
ABD”nin “ana unsur” olduğu denklemimiz nasıl gelişti? Potansiyel bir
Rus/komünizm tehlikesine karşı dine dayalı sivil unsurlar ABD ve
Almanya tarafından harekete geçirildi. Bu süreç, Almanya”nın “Ortadoğu
petrollerine dokunmadan Orta Asya petrol bölgelerine ulaşması” şartıyla
İngiltere ve Fransa tarafından da desteklendi. Türkiye”de komünizm
tehlikesine karşı dini unsurların devlet çarklarına enjekte edildiği
süreç hızlandı. 1980 sonrası da, 1999 ekonomik krizinde ve özellikle
2003 döneminden hemen sonra da aynı mantığın yeniden ortama hakim
olduğunu gördük. Daha fazla uzatmayacağım; Amerikalı stratejist George
Friedman üstü kapalı söylüyor ben daha açık söyleyeyim: ABD diyor ki;
yeni yüzyılda Türkiye”nin içinde bulunduğu “bölge” yeni dünya düzeninde
ana unsur olacak. Eğer size biçtiğimiz yeni rolü kabullenmezseniz;
gerekirse sizlerle savaşarak istediklerimizi yapacağız! Friedman
uçmuyor! Devletin resmi ağızdan söylemediğini, gayri resmi yollarsa
söylüyor! Peki, neden bunu bu kadar açık söylüyorum? Zeitgeist
filmi, dünyanın nasıl bir “manipülasyon” ile karşı karşıya olduğunu net
ve temiz olarak gösteriyor. 1945″ten itibaren birileri dünya üzerinde
sistemi istediği gibi “kurmayı-manipüle” etmeyi deniyor ve ortaya çıkan
diyalektik içinde kalanlar harcanıyor. Sonuç: Dünya düzeni birileri
tarafından etki altında kalan bir yapıda devindiği sürece ne kadar
gelişirse gelişsin diğerlerine “özledikleri” demokrasiyi asla ama asla
getirmeyecektir!Filmin iddiaları güvenilir değilProfesör Hüseyin Bağcı / ODTÜ Uluslararası İlişkiler BölümüZeitgeist
filmi akademik bir çalışma değil. Bir iddia, bir tez… Belki de
Amerika Birleşik Devletleri”nin kendi içinde dünyaya karşı “bak bizde
bile böyle konular tartışılıyor” türünde verdiği bir mesaj. Bu,
imparatorlukların tipik davranış biçimidir. Bir yandan yaparlar diğer
taraftan da kendilerini eleştirirler. İddiaların kafa karıştırma amaçlı
olarak ortaya atıldığını düşünüyorum ve açıkçası güvenli de bulmuyorum.
Dünyanın genel gidişatı içinde söyledikleri isimler, olgular doğru
olabilir; destek aldıkları bazı tarihsel olgular tartışma
götürmeyebilir ama bence bu kafa karıştırıcı propaganda materyaline
dönüştürülmüş.Bütün bu olay ve isimlerin sadece bir noktaya
yönlendirilmesini de biraz Necmettin Erbakan”ın Siyonizm takıntısına
benzetiyorum. Her şeyi Siyonizm”e endekslerseniz bütün dünyayı böyle
görürsünüz. Oysa dünyada Siyonistlerden başka insanlar da yaşar. Bu
anlamda filmin iddialarına bir değer vermem mümkün değil. Filmi 100
milyon kişinin izlediğini söylüyorlar. Ne olacak; Recep İvedik”i de 4
milyon kişi izlemiş! Böyle konularla ilgilenen insanların
başvuracakları daha güvenilir yüzlerce kaynak bulunuyor. Mesela George
W. Bush ile ilgili Washington Post”un yazarı Bob Woodward tarafından
yazılan ve Bush”un nasıl seçildiğini anlatan “State of Denial”
bunlardan biri.Bu film iyi bir gelecek için önemli bir adımUfuk Tarhan/ Fütüristler Derneği BaşkanıTürkiye
Fütüristler Derneği, geçtiğimiz aylarda Türkiye”nin ilk fütüristler
zirvesini düzenledi. Ufuk Tarhan”la ekibinin organize ettiği ve
medyadan hayli ilgi gören bu zirvede, “Zeitgeist Addendum” filminde
görüşleriyle yer alan çok önemli bir isim vardı: Gelecek Tasarımcısı
Jacque Fresco. İkinci Zeitgeist filminin önemli bir bölüm ayırdığı
Fresco”yu bu zirvede ağırlayan Ufuk Tarhan”a göre filmde anlatılanlar
kesinlikle “ütopik” değil. “Bugüne kadar yarattığımız yaşamsal
sistemlerle insan ve doğa için “iyiyi” yaratma kapasitemizi
değerlendiremediğimizi hatta aksine kötü ve verimsiz tükettiğimizi fark
etmeye başladık. Yaşamak için para, para için iş gerekir döngüsünü
gerçek sanarak, “yaşamak eşittir iş” formülüne tutunduk. Sonunda bu
formül yanlış çıktı ve biz de çareler aramaya başladık. Artık bize
dayatılanlara katlanmak zorunda olmadığımızı fark etmeye başlıyoruz.
Güç odağı, otorite diye bildiğimiz mecralar bizi sömürmektedir.
Zeitgest”ta tüm söylenen ve Jacque Fresco”nun yıllardır anlatma
Previous ArticleSinema dünyasının tartışmasız en çok ilgi gören ödülü olan Oscar’lar için geri sayım başladı
Next Article Bu hafta yedi film gösterime giriyor
Bülent AYDIN
2005 yılında kurulan Etkin Patent ve ensonmoda.com kurucusu olup, 17 yıldır Yurtiçi/Yurtdışı şahıs ve şirketlere marka, patent, tasarım başvuru, tescil ve danışmanlık hizmetleri vermesinin yanı sıra ensonmoda.com, enyenimoda.com vb. moda bloglarında yöneticilik yapmaktadır. Ayrıca, marka şehir proje kapsamında patent, web tasarım, emlak, OSGB hizmet alanlarında, kendisi ve sahibi olduğu Etkin Patent nam ve hesabına 2014 yılında 210 adet yeni marka geliştirmiş ve bu markaların her birine özel hazırlanmış web sayfaları ve sosyal medya hesaplarıyla halen aktif olarak hizmet vermektedir.