Ülkemizde yapılan tek sanat fuarı olarak ismini beş yıl önce duyuran Contemporary İstanbul, kapılarını açtı. Uluslararası çağdaş sanat dünyası ve Türk sanatseverlerin merakla beklediği fuarda, yurt dışından 37 Türkiye’den 43 galeri bir araya gelirken, toplam 420 sanatçının 2 bin eseri yer alıyor. Toplam fiyatı 50 milyon dolardan fazlayı bulan 2 bin eserden, en yüksek fiyat Ahmet Güneştekin’in “Güneşe Açılan Kapılar” tablosunda.
Son beş yıldır sanat çevresi kültür sayfalarından çıkıp ekonomi sayfalarında yer alıyor. Türkiye’nin en büyük sanat fuarı olarak ün salan Contemporary’de de bol sıfırlı fiyatlar ise havada uçuşuyor. Fuarın rekor fiyatı ise Ahmet Güneştekin’den. Güneştekin’in “Güneşe Açılan Kapılar” 2 buçuk milyon dolar. Peki, ne oldu da Türk sanat piyasası bu kadar yüksek değerleri buldu? “Aslında her şey Contemporary’in 5 yıl öncesi ve geçtiğimiz yıl Burhan Doğançay’ın Mavi Senfoni eserinin 2.2 milyon dolara satılmasıyla başladı” diyor Contemporary İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli. Öyle ki cazibe merkezi haline gelen İstanbul’a bu yıl yurt dışından 400’den fazla koleksiyoner geliyor.
Dünya Çin’i tüketti artık Türk sanatı moda
Çok konuşulan rakamların detaylarını Ali Güreli şöyle anlatıyor, “Rakamlarda çarpıcı bir artış var. Burada sergilenen toplam eser fiyatı geçen yıl 20 milyon dolardı. Bu yıl ise 50 milyon doları geçtiğini görüyoruz. 17 milyon doları yurt dışından gelen eserlerin toplamı, geri kalan ise tamamen Türk çağdaş sanatçılarının.” Güreli’ye göre en önemli kıstas artık dünyanın Türk çağdaş sanatının keşfetmesinden kaynaklanıyor. “Çin çağdaş sanatı keşfedildi ve tüketildi. Bugün, Ahmet Güneştekin eserinin yüksek fiyatlarda olmasına şaşırıyorlar. Ahmet’in yaşındaki Çinli sanatçının da eseri o kadar. Onun ki o kadar yüksekken neden Ahmet’in eseri o kadar etmesin? Biz alışık değiliz bu fiyatlara. Doğançay müthiş bir kapı açtı. İnsanların kafasına bu rakamlar girmeli. Genç sanatçılarının özgüveni geldi.” Ali Güreli’ye göre fuara katılan Türk galeri sahiplerinin de gün geçtikçe sayısı arttı.
Fuarın bu yılki en dikkat çeken misafirleri ise Orta Doğu’dan gelen çağdaş Arap sanatçılar. İran’daki galerilerin dikkat çeken işleri de fuarda. Ayrıca Suudi Arabistan Krallığı ailesinin kurduğu vakıf Edge of Arabia’nın çarpıcı eserleri de İstanbul’daki yerini aldı. Ahmet Güneştekin’in bu kadar ön planda olmasına rağmen yine de Ali Güreli’ye soruyoruz, “Fuarda öne çıkan isimler kim olacak?” Cevap ise şaşırtıcı, “Bu konunun idarecisi olarak kimseyi parmakla gösterme hakkımız yok. Ama burada 20’li yaşlarda gençler yükselişte. Paraların büyümesinden dolayı galeriler genç sanatçıya yöneldi. İçlerinden bazıları çok sivrildi, milyon doları buldu. Koleksiyoner 25 yaşındaki sanatçıyı bulur. Sanatçı 50 yaşına geldiğinde sanatçı da, koleksiyoner de zengin olur” diyor.
2 buçuk milyon dolar değerindeki Güneşe Açılan Kapılar
Contemporary İstanbul’un en tartışılan ve en pahalı eserin sahibi Ahmet Güneştekin ile karşı kaşıya geliyoruz. Güneştekin Batman’da doğup, büyümüş bir sanatçı. Batmanlı olması onun Doğu ile iç içe sanat parçaları ortaya çıkarmasındaki en büyük etken. Sanatçı fiyatı yüksek bulmuyor, bilakis eğer eseri 2 buçuk milyon dolara satılmazsa ertesi gün fiyatını iki katına çıkaracağını vurguluyor. Bir yılda tamamladığı “Güneşe Açılan Kapılar”ın hikayesini şöyle anlatıyor, “5 yıldır Anadolu’nun farklı yerlerinden kapılar topladım. 3 dinin buluşması da kapılardan geçiyordu. O kapıların kolu ve kilidi yok. İçeriden sizi buyur etmeleri lazım. Geleneği bugün ki modernizim ile buluşturan sanatçılardanım. Kapıları Antakya’da ahşap ustası Ali Altun yaptı. Her inancın kutsal desenlerini kapılara tasarımımla yerleştirdik. Kapıların toplam ağırlığı 1 buçuk ton. Tuvalle buluşunca 10 metre oluyordu. Atölyede bunun için özel duvar inşa ettik. Taşıyacak duvar bulmak zordu.
3 kapı, 4 tuval ile buluştu ve bir yılda tamamlandı.” Eserinin kim alacağını bilmediğini söyleyen Güneştekin, deposunda saklayacak koleksiyonerlere satmak istemediğini söylüyor. Sanatçının en büyük ilhamı ise Anadolu topraklarından gelen efsanevi hikayeler. Bugüne kadar en bilindik modern sanatlar müzelerinden biri olan İstanbul Moden’de sergisi gerçekleşmemiş olan sanatçı bu durum ile ilgili ise önceden kendisini ötekileştirdiğini, şimdilerde ise bunu kafasına takmadığını söylüyor. Sanatçının eserlerinin en büyük destekçisi ise Demsa Grup’tan Cengiz Çetindoğan ve Demet Sabancı çifti. Batman’dan İstanbul sanat piyasasına gelen sanatçı şöyle diyor, “Sanat camiası 2 yıl öncesine kadar beni kabullenmiyordu. Hâlâ daha öyle bir kesim var. Farklı geliyor işlerim. Alışkın olmadıkları bir şey. Yıllarca ‘ressamlar öldükten sonra onların eserleri değerlenir’ inancı vardı. Bugün bu düşünce kırıldı. Bugün iyi sanatçı dünyanın her yerinde para ediyor. Bu da eserime neden bu kadar yüksek fiyat biçtiğimin en büyük nedeni.” Ahmet Güneştekin’in yarın eseri istediği fiyata satılırsa eğer Türk çağdaş sanat tarihinin en pahalı eserine sahip olacak. Güneştekin, “Ben zengin bir aileden gelmiyorum, babam işçiydi. Bugün ki durumumu sanat ile kazandım. Resimlerim her sene 3 kat artıyor. Sanattan kazanıp sanata yatırıyorum” diyor.
Contemporary İstanbul’da ayrıca Yıldız Holding’e ait sanat koleksiyonundan Mübin Orhon’un “Soyut Kompozisyon”u sanatseverlerle buluşacak. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Salonu’nda gerçekleşen İstanbul’un en heyecan verici sanat fuarı Contemporary İstanbul’u gezmek için yarın son gün.
Eda Solmaz/Vatan