Türkiye solunun “hoca” lakaplı
efsane ismi Sinan Cemgil”in karısı ve o yılların önemli politik
figürlerinden Şirin Cemgil, darbenin etkisiyle 27 yıl önce gittiği
Duisburg”da yaşamını yitirdi. Şimdi Karacaahmet”te “sevdiği”yle aynı
mezarda..
70″li
yılların iki efsanesinden biri, sonu temsil eden Kızıldere ise öteki de
sonun başlangıcına denk gelen Nurhak pususuydu. Birinde Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi”nin (THKP-C) lider kadrosu, diğerinde Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu”nun (THKO) önde gelen üç ismi öldürüldü. Türkiye”de
sol ve sosyalizm denince hemen herkesin bildiği Nurhak pususu,
devrimcilerin türkülerinde yaşamaya devam etti. İki katliamın öne çıkan
isimleri ise Mahir Çayan ve Sinan Cemgil”di. Cemgil”in karısı ve 68″in
önemli isimlerinden biri olan Şirin Cemgil”in geçen hafta hayatını
kaybetmesi, bir kuşak ve bir darbeye mal olmuş bütün o dönemi yeniden
hatırlattı.İLK GÖRÜŞTE AŞK Denizli”nin Buldan
ilçesinden Ankara”nın Hukuk Fakültesi koridorlarına, oradan TİP Çankaya
ilçe binasının “devrim” hararetiyle ısınan odalarına, Dönüşüm dergisi
satılan Ankara varoşlarının izbe sokaklarına, eli yüreğinde
dağbaşlarında silah çatan bir sevgilinin özlemine, ama her şeye rağmen
bir devrimci olarak var olmaya ve yaban ellerde int(11)en mülteci bir
hayata dair satırlardır okuyacağınız. Anlatacağımız bir dönemin efsane
ismi, Türkiye 68″inin “hoca”sı Sinan Cemgil”in Almanya”nın Duisburg kentinde yaşamını yitiren eşi Şirin (Yazıcıoğlu) Cemgil”in Türkiye
gibi olan yaşamının öyküsü. İkinci Dünya Savaşı”nın int(11)tiği yıl doğdu
Buldan”da, o yüzden oğluna kendisini anlatırken "Ben barış çocuğuyum,"
diye anlattı hep. Üniversiteye gelmesiyle kendisini önce Fikir
Kulüpleri Federasyonu (FKF), sonra da o günlerin umudu olan Türkiye
İşçi Partisi”nin içinde bulması arasında çok zaman geçmedi. Ömrünün
sonuna kadar “sevdiğim” dediği adamla tanışması Ankara Büyük Sinema”nın
önünde Dönüşüm sattığı yıllara rastladı. O dönemin gençlerinin
“Şirin abla”sıydı, ölene dek hep öyle kaldı. ODTÜ”nün gözbebeği,
gençlik hareketinin sembol ismi ve Ankaralı genç kızların hayallerini
süsleyen Sinan”la aralarındaki aşk onları birkaç yıl sonra, 8 Şubat
1969″da Sinan”ın teyzesinin Eskişehir”deki çiftlik evinde nikâh
masasına oturttuğunda ise, herkes aralarındaki aşkın büyüklüğünü
anlamıştı. Kısa bir dönem avukatlık yaptı ama aktif politikadan uzak
duramadı. Ersin Salman”ın “Sinanımın yavuklusu” dediği Şirin Cemgil
için söyledikleri o günlerin içtenliğiyle konuşuyor: "Şimdi onu,
burada, yurdunda,