Kadınlar da erkekler gibi cinsel birlikteliklerinde sorunlar yaşıyor ancak bu sorunlarını dile getirme konusunda çekingen ve utangaç davranıyorlar! Kadınların yüzde 12’sinin sperme alerjisi var. Yüzde 20’si orgazmı bilmiyor. Her üç kadından birinde cinsel işlev bozukluğu görülüyor. Vajinusmus olduğunu bilmeyen binlerce kadın yıllarca cinsel ilişkiye girmeden evliliğini sürdürüyor
Cinselliğin fizyolojisiyle ilgili araştırmalar son yıllarda arttı. Bugüne kadar hep erkek cinselliği konuşuldu ve tartışıldı. Ancak, yapılan araştırmalara göre ortalama bir rakam vermek gerekirse, cinsel fonksiyon bozukluğu oranı erkeklerde yüzde 31 iken kadınlarda yüzde 43.
Uzmanlara göre kadınların en büyük üç cinsel sorunu cinsel istek, tahrik ve orgazm… Bu sorunların önemli bir kısmının psikolojik ve fizyolojik olduğunu söyleyen Medicalpark Bahçelievler Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Merkezi Direktörü Doç. Dr. Kadir Savan, kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluklarının başında istek bozukluğu, uyarılma, orgazm, ağrı bozukluğu ve vajinusmusun geldiğini söylüyor.
Cinsel ilişki sırasında yılda 11 bin kaza oluyor
u Her yıl ortalama 11 bin seks kazası meydana geliyor.
u Erkeklerin dörtte üçü cinsel birleşmeden 2 dakika sonra orgazm oluyor.
u Kadınların yüzde 12’sinin sperme karşı alerjisi var.
u Sperm, 10 santimetre mesafedeki dölleyeceği yumurtaya 2.5 saniyede ulaşıyor.
u Özel sigorta şirketleri cinsel işlev bozukluklarını tıbbi rahatsızlık olarak değerlendirmiyor.
u Cinsel haz almaya devam etmek isteyen erkeklerin sigaradan vazgeçmeleri gerekiyor.
u Her on genç erkekten biri, kadında kısırlığa yol açabilecek cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon taşıyor.
u Hava sıcaklıklarının aniden değişmesi insanları cinsel yönden de olumsuz etkiliyor.
u Havuç göz hastalıklarına iyileştirdiği gibi cinsel gücü de artırıyor.
u Erkeklerde sertleşme bozukluğu, kadınlarda ise vajinismus en sık rastlanan cinsel sorun.
u İnsanlar cinsel sorunları ortaya çıktıktan ortalama dört yıl sonra doktora başvuruyor.
u Griple başa çıkmak için öncelikle düzenli ve sık seks yapmak gerekiyor.
u Haftada 2 kez seks yapanların bağışıklık sistemleri güçleniyor ve hastalıklara karşı dirençleri artıyor.
u Depresyon cinsel sorunlara yol açtığı gibi tedavisi için kullanılan antidepresanlar da cinsel işlev bozukluklarına yol açıyor.
u Damarsal risk faktörleri klitoral engorjman yetersizliğine yol açarak kadınlarda da tıpkı erkeklerdeki gibi iktidarsızlığa yol açabiliyor.
u Bedenimiz de biyolojik bir saat gibi işliyor. Bu beden saatine göre sevişme için en uygun zaman akşam değil sabah.
PSİKOLOJİK SORUNLAR İLİŞKİYİ BALTALIYOR
Doç. Dr. Kadir Savan, dünyadaki kadın nüfusunun yüzde yirmisinin orgazmı bilmediğini anlatıyor: “Orgazm bozukluğu, sürekli olarak normal cinsel uyarılmadan sonra orgazmın olmaması veya gecikmesi hali olarak da tanımlanabilir. Cinsel birleşme sırasında görülen ağrı bozuklukları birçok kadının derdi. Ağrı, ilişkiden önce, ilişki sırasında veya sonrasında ortaya çıkabiliyor. Bunun birçok nedeni var. Örneğin psikolojik sorunlar… İstemediği halde ilişkiye zorlanan ya da iş yerinde sorun yaşayan kadın kendisini cinsel ilişkiye girmeye hazır hissetmiyor. Bu yüzden de büyük sorunlar yaşıyor. Bu tür sorunlar başgösterdiğinde bir uzmandan yardım alınmalı ve hemen tedaviye başlanmalı.”
ERKEĞİN İŞTAHI KADINI KORKUTUYOR
Toplumumuzda erkekler arasında cinselliğin abartılı algılanmasından dolayı, performans kaygısının oluştuğuna dikkat çeken Doç. Dr. Kadir Savan, evli olup da yıllarca cinsel ilişkiye girmeden yaşayan yüzlerce çift olduğunu belirtiyor: “Cinsel işlev bozukluğu, kadın ya da erkek her 3 kişiden birinin yaşamının herhangi bir döneminde görülüyor. Çeşitli toplumsal ve psikolojik nedenlerle çözüm arayışı içine girilmiyor. Vajinusmus olduğunu bilmeyen, yani cinsel ilişkiye giremeyen binlerce kadın senelerce ne olduğundan habersiz evlilik yaşamaya çalışıyor.”
ÇİFTLER CİNSEL TERAPİYE KATILMALI
Kendilerine başvuran hastalarda öncelikle sorunun psikolojik ya da fiziksel olup olmadığına bakıldığını söyleyen Doç. Dr. Savan, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kadınlar genellikle cinsel sorunlar yaşadıklarında ilk geldikleri yer kadın doğum uzmanlarıdır. Biz kadının, ya da çiftin hikayesini dinledikten sonra ilgili uzmanlarca gerekli konsültasyonlar yaparız. Gerekli tanı yöntemleri uygulanır ve hangi uzmanla hangi tedavinin yapılacağına karar verilir. Tedavi yöntemleri arasında ilaç tedavileri, psikolojik tedaviler, cinsel tedaviler, cinsel terapiler ve ameliyatlar gelmektedir. Uygun yöntemin doğru bir şekilde uygulandığı tedavilerde cinsel işlev bozukluklarının büyük çoğunluğuna çare bulunulur.”
Kadınların cinsellikle ilgili bilgilerinin çok yetersiz olduğunu belirten İstanbul Tüp Bebek Merkezi’nden Psikolog Elçin Orhan bu sorunların çözümü için önce jinekoloğa sonra da psikoloğa gidilmesini öneriyor.
ZORUNLULUK OLDUĞU ZAMAN TİKSİNİYORLAR
“Kadınlar açısından cinsellik, bazen keyifli, romantik, sıcak bir yakınlaşma, bazen de bir zorunluluk dolayısıyla çekince ve tiksinme kaynağı olarak yaşanır” diyen İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi’nden Psikolog Elçin Orhan, “Cinsellikte sağlık sözü ilk anda garip gelebilir, ancak cinsel sağlıktan söz edebilmek için kesinlikle cinselliğin zorunluluk olarak yaşanmaması gerekir. Cinsellik, bedensel, psikolojik ve sosyal koşullardan etkilenir. İlk akla gelen iki kişinin sevişmesidir, oysa cinsellik çok boyutludur. Ancak, bazen kadınlar, gerek çalışma hayatı, gerekse stres ve evdeki geçimsizlikler cinselliğin zorunluluk olarak yaşanmasını sağlıyor. Bu da hem kadın, hem de erkek açısından mutsuzluk ve birbirinden uzaklaşmaya neden oluyor” diyor.
BEDENLERİYLE İLİŞKİLERİ ÇOK KÖTÜ
Psikolog Elçin Orhan, kadınlarda cinselliğin anlamı, fizyolojisi ve deneyimlenme süreçlerinin erkeklerden daha farklı olduğunu söylüyor: “Genellikle kadınların kendi bedenleri ile ilişkileri, erkeklerden çok daha zayıf ve olumsuzdur. Yetişme ve büyüme çağında kendi bedenini rahatça keşfetme ve tanıma sürecini yaşayan erkek çocuklara karşın, kız çocuğu, keşfetmek ve tanımaktan çok bedenlerini, ona bakanların gözü ile görmeye şartlanmıştır. Yapılan çalışmalar ortaya koymaktadır ki, özellikle toplumumuzda kadınlar kendi bedenlerinin üremeyle ilişkin fonksiyonlarını bile pek bilmemektedir. Bu durum cinsel hazza ilişkin bilgilere gelince daha da azalmaktadır. Kadınlar cinsel sorunlarını yaşarken, doktora gitmekten de uzaklaşıyorlar. Genellikle kendileri çözmeye çalışıyorlar. Oysa önce düzenli olarak jinekoloğa gidilmeli, sonrasında da bir psikologa giderek sorunun kaynağı bulunmalıdır. Çünkü, kadınların yaşadığı birçok cinsel sorunun çözümü psiklojik olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.
Vatan