Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde, indirilişinin 1400. yılında, Kuran-ı Kerim sergisini düzenleyen küratörler böyle düşünmüyor. Sergi int(11)iminde tekrar depolara koyulacak Kuran-ı Kerim’lerden ve sergiden birkaç hatıra kalmasını istedikleri için, kültürel öğeleri tasarlamasıyla ünlü Urart Takı’nın kapısını çalıp, sergiye özel tasarım yapmalarını istediler. Her biri parmak ısırtacak tasarımlar ortaya çıktı
Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde açılan, 1400. Yılında Kuran-ı Kerim sergisi, Kuran’ın indirildiğine inanılan Kadir Gecesi’ne denk gelen 5 Eylül’de açıldı ve 1 Aralık’a kadar devam edecek. Peki, 1400. Yılında Kuran-ı Kerim Sergisi’nin içeriğinde ne var? Müzenin küratörleri Sevgi Kutluay ve Ali Serkander bu vesileyle müzeye kayıtlı, 8. yüzyıldan günümüze kadar dünyanın en kıymetli Kuran-ı Kerim’lerini sergilemek istedi. Sergilenen Kuran’ların çoğu, Osmanlı Saray Hazinesi’nden. ve yüzyıllardır camilere, türbelere ve kütüphanelere bağışlanmış Kuran’lar. Aralarında savaş ganimeti, hediye ya da Osmanlı paşalarının gittikleri yerlerden aldıkları da var.
Serginin küratörleri, “202 adet Kuran-ı Kerim arasında, hangisi bu serginin gözbebeği sayılır?” sorusundan hoşlanmıyor. Ama, belli ki sergide en öne çıkan, Kuran-ı Kerim’in ilk nüshaları olarak kabul edilen ve Şam Evrakı adı verilen 250 bin sayfalık evrakın nadir parçaları. Kuran-ı Kerim’in Hz. Osman döneminde altı nüsha olarak çoğaltıldığı ve çeşitli merkezlere gönderildiği biliniyor. İşte Şam Evrakı’nın, bu altı nüshadan biri olduğu düşünülüyor.
EŞSİZ BİR HATIRA
Peki, böylesine önemli bir sergide, Kuran-ı Kerim’lerden esinlenerek tasarlanmış takı ve objelerin de olması niye istendi, kimin fikriydi? Küratör Sevgi Kutluay anlatıyor: “Sergilerden geriye ya kataloglar, ya da hediyelik eşyalar kalır. Biz bu eşsiz sergiden geriye hatıra kalmasını istediğimiz için, Kuran-ı Kerim’ler üzerindeki hat ve bezemelerden meydana gelecek takı ve obje tasarlanmasını düşündük.”
Serginin açılmasına bir ay kala, özellikle kültürel figürleri tasarıma yansıtmakta akla gelen ilk isim olan ve bu konuda rüştünü ispatlayan Urart’a teklif götürmüşler. Genel Müdür Kaya Şenyüz “Ölüyorum deseniz, altı aydan önce koleksiyon çıkaramayız” cevabını verse de, geceli gündüzlü çalışmayla 100 parçaya yakın takı ve obje koleksiyonu ortaya çıkmış. Şenyüz, hiçbir sorun çıkmadan, koleksiyonun tıkır tıkır bu kadar kısa sürede hazırlanmasını, gülerek “Kuran’ın mucizesine bağlıyorum” diyor.
Kuran-ı Kerim gibi hassas bir konuda tasarım yaparken hiç tereddütleri olup olmadığını sorduğumda Urart’ın sahibi Erol Sağmanlı şu cevabı veriyor: “Kuran, bizim en kutsalımız. Yanlış bir yorum yapmamak için, Kuran’larda yer alan her türlü süsleme, hat ve bezemelerin manalarını küratörlerden anlatmalarını istedik. Ne olduğunu özümsediğimizde; o yüzyılda yaşayan sanatçılar o desenleri oraya koymakta beis görmedilerse, biz de bunu tasarlayabiliriz dedik. Ama en büyük endişemiz, Kuran’daki bu güzellikleri tasarımda yansıtabilir miyiz düşüncesiydi.”
Urart, sergileme devam ederken ürünleri satmayı etik bulmadığı için, sergi sonrası sonra satışa başlayacak.
Hürriyet