NEW JERSEYDEN NEW YORKA
Mark Christopher’ın Stüdyo: 54 filmi yönetmen kurgusuyla Berlin Film Festivali’nin ardından seyircisiyle bir de İstanbul ’da buluşacak ve bu sefer 106 dakikalığına seyircisini Stüdyo: 54’ün kapılarından içeriye alacak. Klasik bir yükseliş ve düşüş hikâyesi anlatan Stüdyo 54, New Jersey’den New York’a gelen genç Shane’in meşhur Studio 54 kulübünde seks-uyuşturucu-disko döngüsüne kapılmasını, bir de bir aşk üçgenine karışmasını izliyor. Yenisiyle eskisi arasındaki fark nedir diye sorarsanız, yapımcıların zoruyla kesilen 36 dakika ve daha akıcı, daha seksi, daha kuir bir anlatım diyebiliriz.
OXFORD-İNGİLTERE
Festivalin bu yılki özel konuklarından Danimarkalı yönetmen Lone Scherfig’in An Education ve One Day’in ardından İngiltere’de filme aldığı The Riot Club / Taşkınlar Kulübü Oxford Üniversitesi’ndeki bir öğrenci kulübünü merceğine alıyor. Elbette erkek öğrencilere özel bu kulüpte hovardalıkla başlayan bir gece bu kendini beğenmiş “elit beylerin” rezaletleriyle sürüyor. Scherfig, Laura Wade’in “Posh” adlı oyunundan uyarlanan filminin 18 Nisan’daki gösterimine katılacak.
İSPANYA&BASK
Borja Cobeaga’nın filmi Negociador / Arabulucu ile İspanya’ya gidiyoruz. Film aracılığıyla, siyaset gözüyle Bask ülkesinin ve İspanya’nın ilginç bir portresini ve aradaki dinamikleri tam ortadan, bir arabulucudan izliyoruz.
PARİS
Pascale Ferran bizi Fransa’da karanlık bir masala davet ediyor. Bird People / Kuş İnsanlar, Cannes Belirli Bir Bakış Bölümünde gösterilmiş ve dikkatleri üzerine çekmişti, üstelik filmde The Good Wife’tan tanıdığımız Will yani Josh Charles da var. Tam olarak Paris’te değil de Paris’te bir havaalanında geçen filmde gerçeküstü öğeler filmin eksenini oluşturuyor.
İTALYA
Yolculuk, Mario Martone’un İtalyan şair ve filozof Giacomo Leopardi’nin hayatını perdeye aktardığı Il giovane favoloso / Harika Çocuk ile İtalya’da devam ediyor. Venedik Film Festival’inden ödüllerle dönen filmde dahi çocuk, acılı şair Giacomo Leopardi’nin Floransa’dan Napoli’ye oradan da Vezüv eteklerine doğru kimi zaman acılı ama hep eksik ve kısa yaşam yolculuğunu izliyoruz.
KAZAKİSTAN
İngiltere, İtalya, İspanya ve Fransa’nın ardından doğuya doğru gidiyor ve Adilkhan Yerzhanov’un The Owners / Belalı Ev filmiyle Kazakistan’a uğruyoruz. Yerzhanov’un Kazakistan manzarasında yarattığı benzersiz atmosferi, karakterleri ve Kaurismaki’yi anımsatan mizahıyla adından söz ettireceğe benziyo
KORE-JAPONYA
Uzakdoğuya uğramadan olmaz. Aşkla merakın zamanla zorlanmasının öyküsü bu. Umutsuz, kaybolmuş ama farkında olmadan sürüklenip giden erkek karakterlerin usta gözlemcisi Hong Sang-soo, Özgürlük Tepesi’nde bu kez de sevdiği kadının uğruna Kore’den Japonya’ya giden bir adamın peşine takılıyor.
NORVEÇ
İyice kuzeye yol aldığımızda Ole Giæver ile Norveç’te doğayı keşfe çıkıyoruz. Mot Naturen / Doğada Tek Başına yönetmenin canlandırdığı, kentten ve kent insanlarından sıtkı sıyrılmış Martin karakterinin hayatına tanıklık ediyor. Berlin Film Festivali’nde En İyi Avrupa Filmi seçilen film seyircisini kuzeyin doğa manzarasına taşıyor.
Kaynak Radikal