10 şarkıdan oluşan albümde, son yılların gözde isimlerinden Mustafa Ceceli ve Sezen Aksu imzalarına rastlamak mümkün. Bu üç yılda kızı Nazlı’yı büyüttüğünü söyleyen şarkıcı, “çocuk da yaparım, kariyer de” düşüncesinde olmadığını vurguluyor. Gözümün Bebeği albümünü ise aşkı unutan bünyelere ithaf ettiğini de ekliyor. 90’lı yıllardan bugüne kadar hit şarkılar ile karşımıza çıkan
Aşkın Nur Yengi, müziğin hayatındaki önemini anlattı.
* 90’lı yıllardaki albümlerinizle bu albümü ister istemez kıyaslıyoruz. Siz bu albümle 1990’lara geri dönüş mü yaptınız?
90’lı yılları düşünerek bir şey yapmadım. Çünkü 90’lar öldü. O yıllar bizim için güzel hatıralar ve güzel aşklara hediye edilmiş şarkılarla geçti; yaşandı. Ama çıta o kadar yüksekten başladı ki benim için, onun bir üstü yok. Eğer hep bunu düşünürsem bir adım daha ileri gitme lüksüm olamaz. Kıyaslamak hata olur. Bu albümde bana gelen geri dönüşlere baktığım zaman “90’ların lezzetini bulduk” diyorlar. İnsanlar alışkanlıklarını değiştirmiyor herhalde…
* Albümdeki şarkıları nasıl seçtiniz?
Bu albümde benden beklenen yine iyi şarkı sözleri ve derdi olan şarkılardı… Zor beğenen bir insan olduğum için çok fazla şarkı dinlemek zorunda kaldım. Dinlediğim herhangi bir şarkıyı tekrardan dinleme özlemi duyuyorsam eğer repartuvara aldım. Aşk şarkılarının çok olmasındaki neden ise 90’lardaki gibi aşkların yaşanmamasıydı. Şimdiki aşkların hakimiyeti farklılaştı. Eskiden, beğendiğimiz kişiye kendimizi ifade edemediğimiz için sevda şarkıları dinlerdik. Aşka saygımız çok daha büyüktü. Şimdi aşk yok ve fast food her şey. Müzik de çok hızlı tüketilir bir hale geldi. Aslında gerçek aşkı hatırlatmak için bu albümü yaptım.
* Albümde sizin yazdığınız hiç söz yok, gerekçeniz neydi?
“Söz yazarıyım” diye bir iddiam yok. Çok yakışan bir söz var ve o benim için öncelikliyse, kendi şarkılarıma koymam. Zor beğeniyorum. Bu albümde de hızlı bir şarkım vardı. Birkaç zaman o şarkıyı çok beğendim ama sonrasında istemedim albümde olmasını. Başka albümde kesinlikle yer vereceğim ona… Albümlerin de kendi içerisinde bir matematiği var. Kafamıza göre şarkı koymuyoruz. Bazı şarkılar sandıklardan çıktı ve “Tutmadım” şarkısı bu albüme girdi.
En büyük kariyerim kızım Nazlı’dır
* 3 yılda müzik piyasasına dışarıdan mı bakıyordunuz, yoksa bir parça da olsa içinde miydiniz?
Meslekte 28 yılımı doldurdum. Bir adım önde veya geride durmak gibi bir lüksüm var. Unutulmak kaygısı içermiyorum. O yüzden zaman zaman insanların hayatında dur vakitleri olabiliyor. Bir çocuk hayata getirdim ve o dönem onunla ilgilendim. “Çocuk da yaparım, kariyerde” gibi laflar kullanamayacağım. Çünkü benim en büyük kariyerim kızım. Onu dantel gibi işliyorum. Çocuğumun o yaşlarını bir daha yaşamayacağım. 4 yaşında şu an. Hayat şimdi onun için daha ayaklarına basabileceği türden. Bu arada ben yine boş durmadım, eski şarkılarımdan oluşan “Aşk’ın Şarkıları” albümünü yaptım. O da bir emektir.
* Mustafa Ceceli gibi popüler isimlerle çalışmak handikap değil mi?
Mustafa ve Ozan Çolakoğlu’na güvendiğim için onları albüme aranjman yaptım. Türkiye’de aranjman sıkıntısı var.
Müzikal kimliğine inandığım insanları tercih ederim. Çünkü iş çabuk yürür.
* Şarkı sözlerinizde aşkı anlatıyorsunuz. Aşk bakımından şanslı kadınlardan mısınız?
Aşk kolayı sevmez ve acıyı sever. Aşk geçici bir körlük, ondan sonrası önemli olan… “Aşk, 3 buçuk yıl sonra int(11)er” dendi ama ben daha az olduğunu düşünüyorum. İki insanın birbiri ile anlaşması mümkün olmayan bir hayatta yaşıyoruz. Dolayısıyla eskiden birbirimize saygı duymak yeterliydi. Şimdi herkes kendi gücünü elde ettiği için farklılaşmış durumda. Başıma gelmiş olan aşktan yana şanslıyım. Emek verilmeyen aşk güzel olamaz. Zor olan şeyleri başarınca iyi yerlere gelirsiniz. Aşk da böyle bir şey. Tabii üzülerek söylüyorum ki şimdilerde farklı bir platformda seyrediyor. O yüzden eskiyi düşünerek cevap vermek zorunda kalıyorum. Bu albüm aşk acısını alsın istiyorum. Büyük bir antibiyotik etkisi var bu albümün.
Anne olduktan sonra insan olmayı hatırladım
* Anne olduktan sonra hayatınızda nelerin değiştiğini fark ettiniz?
Anne olduktan sonra her şey çok değişti. Karşılıksız sevmeyi öğrendim ve insan olmayı hatırladım. Saflığın ne demek olduğunu hatırladım. Evhamlarım da arttı. Yarın ne olacak diye düşünmeye başladım.
* Sahneye çıkınca nasıl bir kadın oluyorsunuz?
Çok doldurduğumu söylerler. Sahne için yaratılmış ve farklı aurası olan kadınlar vardır. Benim de onlardan olduğumu söylerler. Sahne, müziğin, sözün ve kadının birleştiği bir yerdir. Şarkıcılığım konusunda asla mütevazı olamam ama eğer beğenilmeseydim de sahnede olmazdım. Evde örgü örer, mısır patlatırdım. 14 Şubat’da albümün ilk konserini vereceğim.
* Çok daha yeni bir kitle de bu albümü dinleyecek… Baktığınız zaman bu albümde en çok ne hoşlarına gidiyor?
Şarkılarımın sözleri çok hoşlarına gidiyor ve beni her yerde görmek istiyorlar. Her yerde olmamak lazım. O zaman müzik, çabuk tüketilen bir şey olur. Biz bunun derdinde değiliz, şarkıları içimize sindirmeden yanayız. O yüzden “Albümü alın ve dinleyin” diyorum.
* Baktığınız zaman hakkınızdaki en yanlış düşünce neydi?
Sezen Aksu ile aramdaki ilişkinin mesafeli olmaya başladığına dair çıkan haberler çok haksızcaydı. İnsanların birbirleri ile her an görüşmek gibi lüksleri yok. Gönül ve vefa devam eden bir şeydir. Evlendiğim gün şahitlerimden birinin Sezen Aksu olduğu görüldü ve hemen barıştığımızı yazdılar. İnsanlar küsken nasıl hemen barışabilir?
Ayrı Gayrı şarkısı sözleri yüzünden özeldir
* Kızınız Nazlı hangi şarkıyı seviyor?
“Öpeyim Geçsin” şarkısını. Hatta stüdyoya gidip, o şarkıyı beraber okuduk.
* Peki eşiniz Haluk Bilginer için en özel şarkı hangisi?
Eşim bugüne kadar yaptığım en iyi albüm olduğunu söylüyor ve Kahve Bahane’yi çok seviyor. O alaturka tınıları çok sever.
* Eşinizin en zor yanı nedir?
Kesinlikle mesleği. Uzun süreli ve zamanını aldığı için evde bulunma süresi daha az. Bunu kabul etmemiz gerekerek yaşıyoruz. Turneye çıktıkları zama