Bugün , Türk şiirinin en özgün seslerinden Can Yücel’in 16’ncı ölüm yıldönümü. Ömrünün son yıllarını çok sevdiği Datça’da geçiren Can Yücel, 12 Ağustos 1999 gecesi burada hayata gözlerini kapamış, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datçaya defnedilmişti. 21 Ağustos 1926 yılında İstanbul ’da doğan şairin anısına bu hafta Türkiye ’nin pek çok yerinde anma törenleri düzenleniyor.
Can Babaya 3 gün boyunca anma etkinliği
AYKIRI DİLİYLE İZ BIRAKTI
Kullandığı aykırı dil ve bariton sesi ile Türk şiirinde farklı bir iz bırakan Can Yücel, eski Milli Eğitim Bakanlarından biri olan Hasan Ali Yücel’in oğlu. Ankara Üniversitesi’nde Latince ve Yunanca üzerine eğitim dışında Cambridge Üniversitesi’nde de aynı alanda eğitim alan Yücel, BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. Askerliğini Kore’de tamamladıktan sonra 1958’de Türkiye’ye döndü. Bir süre Bodrum ve Marmariste turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu.
Son yıllarında Eski Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel”e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi”nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi hayatını kaybetti ve Datçaya defnedildi.
Bilinen eserleri arasında; Yazma (1950), Rengâhenk (1982), Gökyokuş (1984), Ölüm ve Oğlum (1975), Canfeda (1985), Kuzgunun Yavrusu (1990), Güle Güle-Seslerin Sessizliği (1993), Gezintiler (1994), Seke Seke (1997), Alavara (1999) ve Mekânım Datça Olsun (1999) bulunuyor.
Kaynak Radikal