“Tıp ilerledikçe nüfus yaşlanıyor… Bu durumda bizim yapmamız gereken insanların uzun ama yaşlanmadan bir ömür sürmesini sağlamak” bu sözler Medical Park Bahçelievler Fizik Tedavi Klinik Başkanı aynı zamanda da Genç Yaşam Derneği Başkanı Prof. Dr. Fikret Tüzün’e ait. 27-30 Mayıs tarihleri aarsında 5. Genç Yaşam Kongresi’ne de başkanlık edecek olan Prof. Dr. Tüzün ile genç kalma sırlarını konuştuk. Kılık kıyafette olduğu gibi artık sağlıkta da trendler ön planda. Herkes genç ve güzel görünmenin peşinde. Genç Yaşam Derneği Başkanı Prof. Dr. Tüzün’e göre, genç ve güzel kalmanın sırrı kozmetiklerden değil, düzenli bir yaşam biçimi ve pozitif düşünceden geçiyor: “Tıp ilerledikçe dünya nüfusu yaşlanıyor. Bizim işimiz insanları yaşlandırmadan uzun bir ömür sürmesini sağlamak. Çünkü yaşlanmak ve ihtiyarlamak ayrı. Terminolojide bir değişiklik yaptım, “yaşlanmak” kelimesi yerine “yaş alma”yı kullanıyorum. Çünkü yaşlı kelimesi insanlarda kötü etki yapıyor.” Peki yaş alırken nasıl genç kalacağız? Prof. Dr. Tüzün bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Yaş almaya kimse mani olamaz. Burada yaşlanma ile ihtiyarlığı ayırmak gerekiyor. Yaşarken yaşınızı düşünmeyeceksiniz, neler yapıyorsunuz, neredesiniz onlara bakacaksınız. Ve her yaşta üretken olmak zorundasınız. Bazı yaş grupları hedefinden kopar. Bu yaştan sonra ne olacak anlaşıyışı Türk toplumunda çok hakim. Yaşayacaksınız, üreteceksiniz, hedefleriniz olacak… Ayrıca yine Türk toplumunun unuttuğu bir şey var şükretmek. Şükretmezseniz problem üretirsiniz ve biz problem üreten bir toplumuz.” Mutluluk fetiş haline geldiyse mutsuzluktur Mutluluğun hem beden hem de ruh sağlığı açısından önemine dikkat çeken Tüzün, mutluluğun aramakla bulunacak bir şey olmadığını söylüyor: “Vücut fonksiyonlarınızın çalışması; dışkılamanız, idrara çıkmanız, uykunuz düzenli ise bunlar bile mutlu olmanız, şükretmeniz için yeterli. Mutluluk kitaplarda aranmaz. Mutluluk vadeden kitaplar mutsuzluk getirir. Çünkü mutluluk bir fetiş haline geldiyse orada mutsuzluk vardır.” Pozitif düşünce hastalıkları engelliyor Genç kalmak için dikkat edilmesi gerekenler arasında pozitif düşüncenin de etkisi büyük. Prof. Dr. Tüzün “Çünkü stres ve negatif düşünceler hormonları etkiliyor. Stres tek başına vücudun bütün sistemini bozmak için yeterli. Stresin; sırt, bel, baş ağrısı, uyku, bağırsak bozukluğu gibi sonuçları sıkça görülüyor. Bunlar da zamanla kronik hastalıklara dönüşebiliyor” diyor. Diyetlerden kesinlikle uzak durun Prof. Dr. Fikret Tüzün sağlıkla ilgili en büyük yanlışlardan birinin beslenme konusunda yapıldığını anlatıyor: “Beslenme konusunda ‘o doğru bu yanlış’ her gün yeni bir şeyler söyleniyor. Her gün yeni bir diyet programı çıkıyor. Oysa diyetlerden kesinlikle uzak durmak gerekiyor. Sadece bir hastalık nedeniyle yapılacaksa doğru. Çünkü zayıflama diyeti diye bir şey yok. Önce kilo al, sonra ver… Bu bir kısır döngü. Yapılması gereken gram, porsiyon hesabı yapmadan akılcı bir şekilde yaşam biçiminizi programlamak. Çünkü bu hesapları 1-1.5 ay yapar sonra bir gece “Başlarım diyetine…” diyerek her şeyi yersiniz. Diyetler metobolizmayı bozuyor. Ve her diyetten sonra yeniden bozulan metobolizmayı düzeltmeye uğraşıyorsunuz.” Tatlıyı metabolizmanın hızlı çalıştığı saat 17.00’da yiyin Prof. Dr. Tüzün’ün diyet yerine önerdiği beslenme önerileri ise şöyle: “Sabah kahvaltınızı güzel yapın. Çünkü metabolizmanın hızlanması lazım. Ara öğünlerde de metabolizmayı hızlandırmak için meyve yiyin. Özellikle elma şeker ihtiyacının karşılanması açısından önemli. Bol bol çiğ sebze, balık tüketin. Çerez yerine çiğ bezelye yiyin mesela. Dengeli şekilde protein alın; yağlı et, tavuk ve balık. En uzak durulması gereken kırmızı et diyoruz ama tavukta da hormon var. Yağsız iyi bir dana eti, tavuk etinden daha yararlı. Kızartma yemeyin katı yağ kullanmayın. Sebzeleri az pişirerek zeytinyağı ile tüketin. Glisemik indeksi yüksek pirinç, patates, beyaz un, şekerden uzak durun. Kepekli ekmekler de bir kandırmaca. Buğday ekmeği yemelisiniz. Metobolizmanın en hızlı çalıştığı zaman saat 17.00 civarı. Tatlı yiyecekseniz bu saatlerde tüketin ve beyaz dondurma, muhallebi tavuk göğsü tercih edin.” KÜBA’DA İNSANLAR EKMEĞİ HâLâ KARNEYLE ALIYOR AMA MUTLULAR Küba dünyanın en fakir ülkelerinden biri… İnsanlar hâlâ karneyle ekmek alıyor. Ama herkes mutlu çünkü hepsinin hayatında müzik ve dans var. Güney Amerika ülkeleri de öyle. Amerika’da bir araştırma yapılmış, en mutlu insanlar obezler çıkmış. Başka bir araştırmaya göre de seksüel açıdan obezler daha iyi durumda. Nasıl oluyor? Kendinizle barışık ve mutlu olmakla alakalı. 5. Genç Yaşam Kongresi 27 – 30 Mayıs 2010 tarihleri arasında Bodrum Ersan Resort Otel’de düzenleniyor. Kongreye, “Genç Yaşam” ve “Yaş Alırken Genç Kalmak” konularında uzman bilim adamları katılacak. www.gencyasam2010.com
Kaynak: Vatan