Bazen ya annelik içgüdüsü bende yoksa diye düşünüyorsunuz. O sırada güvendiğiniz bir ses "İçini serin tut" diyor
Geçenlerde televizyonda "Children of Men / Son Umut" gösterildi. Filmi izlemeyi göze alamadım açıkçası. Arada merakımıza yenik düşüp kanal değiştirdiğimizde şuna benzer bir replik duydum: "Oyun parklarında çocukların oynamadığı bir dünya çekilmez oluyor." Dünya en son 19 yıl önce bir doğum görmüş; kadınlar o günden sonra doğurmaz olmuş. Genç nüfus azalmış. Her yerde karamsar bir ifade, bulanık ve bunaltan bir ton. Tek bir kadın var hamile olan. Kadının güvenliğinin sağlanması, korunması için mücadele eden bir grup insan… Defne İnci doğduğundan bu yana karamsar olan hiçbir şeye tahammülüm yok fakat tuhaf bir biçimde karamsarlığa kapılmam da çok kolay oluyor. En ufak bir şey, gelecek konusundaki kaygılarımın üçle, beşle çarpılmasına yetiyor. Bir arkadaşım filmin umutsuz değil, tam tersi umutlu bir film olduğunu söyleyince şaşırdım bu nedenle. Ben filmdeki umudu göremedim; 19 yıldır hiçbir kadının doğurmamış olmasına ve dünya nüfusunun giderek azalmasına odaklandım sadece. Oysa bir kadın vardı işte doğurmak üzere olan. Belki tekrar bebekler ve çocuklar doluşacaktı dünya üzerine…
Kaygılar ve sorularHayat dengeler üzerine kurulu. Diyelim, dengeyi yitirdiniz. Ne olacak? Mesela, rüzgarın yönü değişti bir anda; hazırlıksızsınız. Donanımınız, birikiminiz yeterli değil; hayalleriniz, beklentileriniz, hedefleriniz yeni durumunuzla örtüşmüyor. Dönüp bebeğinize baktığınızda her şeyi unutup yine de mutlu olmayı becerebilir misiniz? Bebeğiniz size kaybettiğiniz dengeyi sağlayabilir mi? Bebeğiniz her şeyiniz olabilir mi gerçekten de? "İçimin tünellerine girer girmez bir fener alıyorum elime. Buralar çok karışık. Kaç defa geldim. Gene de hep kayboluyorum." Elif Şafak”ın geçtiğimiz günlerde yayımlanan otobiyografik romanı "Siyah Süt"ü okuyorum şu sıra. Benzer kaygıları, soruları var onun bile. Ünlü bir yazar olması, annelikle birlikte gelen zorlukları ve kaygıları yaşamamasını sağlayamamış; o da endişelenmiş, umutsuzluğa kapılmış, sorular sormuş, çıkış yolu aramış. Kendisiyle doğumundan üç ay sonra bir söyleşi için buluştuğumuzda "Şu sıralar ne okuyorsunuz?" diye sormuştum. "Kızımı okuyorum" demişti o da. Olumlu çağrışımları olan, zekice bir yanıt olduğunu düşünmüştüm bunun. Oysa "Siyah Süt"ü okuyunca anlıyorum ki, bu soru, belki biraz aceleci ve belki de biraz acımasız bir soruymuş; ben doğurduktan birkaç saat sonra yazı yazıp gazeteye gönderdiğim ve o günden bu yana da her an okumayı, yazmayı sürdürdüğüm halde, eskisi gibi bütünlüklü olmuyor hiçbir şey.
Uyumlu bir anne istiyorBelki bebeğinizin bile o anda neye ihtiyaç duyduğunu kavrayamıyorsunuz. "Annelik içgüdüsü" gelip kurtarsın sizi diye diliyorsunuz ama "Ya bende yoksa o içgüdüden?" Güvendiğiniz bir ses, yanı başınızda sesleniyor, "İçini serin tut" diye. Bir serinlik akıyor o an içinize. Ama doğrusu şu ki, artık bir "içerisi", bir de "dışarısı" oluyor hayatın. Siz içerideyken kalan herkes ve her şey dışarıda kalıyor. Dışarıya ait olmayı bilen bünyeniz, içeriyi kolay kolay kabullenemiyor. Ama dışarıdayken bile içeride kalıyorsunuz. Bir de zamanın da bir acele olanı, bir de yavaş akanı oluyor. Siz alelacele yetişmeye çalışırken, yetiştirilmemeye çalışıyor sanki hayat. Siz aceleye şaşarken, birileri yavaşlığınızı hata olarak görüyor… Yani ne öyle ne böyle… Senkronunuzu yitiriyorsunuz kendinizin dışıyla ve belki de kendinizle. Şaşmaz bir düzende ilerleyen tek şey bebeğinizin gelişimi. O, zamanında ve doğru tepkileri vermeyi beceriyor. Duygularını ertelemiyor. Şimdi ve burada olanı fark ediyor; öğrendiğini mutlaka uyguluyor. Bedeni, duygusu ve zekası uyum içinde. Bir tek sizi bekliyor artık o: Uyumlu bir anne istiyor. Siz uyumlu bir bebek istemişsiniz, dilemişsiniz kime ne? Onun nasıl bir bebek olduğu değil, sizin nasıl bir insana dönüşeceğiniz önemlidir artık. Milliyet
Previous ArticleAynı ameliyatta Alınan memenin yerine karın dokusundan yeni meme
Next Article Sağlıklı bir bebek için tüm testlerden geçin
Bülent AYDIN
2005 yılında kurulan Etkin Patent ve ensonmoda.com kurucusu olup, 17 yıldır Yurtiçi/Yurtdışı şahıs ve şirketlere marka, patent, tasarım başvuru, tescil ve danışmanlık hizmetleri vermesinin yanı sıra ensonmoda.com, enyenimoda.com vb. moda bloglarında yöneticilik yapmaktadır. Ayrıca, marka şehir proje kapsamında patent, web tasarım, emlak, OSGB hizmet alanlarında, kendisi ve sahibi olduğu Etkin Patent nam ve hesabına 2014 yılında 210 adet yeni marka geliştirmiş ve bu markaların her birine özel hazırlanmış web sayfaları ve sosyal medya hesaplarıyla halen aktif olarak hizmet vermektedir.