07.08.2010
İran’a gittiğinizde, bu ülkeyi gezmeye İsfahan’dan başlayabilirsiniz. Başkent Tahran’dan uçakla 45 dakika uzaklıktaki İsfahan’a ulaşınca kendimi Nakş-ı Cihan Meydanı’na atıyorum. Çünkü İsfahan ‘Nısf-ı cihan’ ise yani evrenin yarısı ise bu meydan da ‘Nısf-ı İsfahan’dır.
FISILTI BİLE DUYULUYOR
Nakşi Cihan, dünyanın en büyük meydanlarından biri… Boyu yaklaşık 500, eni 160 metre. 1612’de yapılan meydanın etrafında kapalı çarşı var. Meydanın güney ucunda İmam Camii, batısında Ali Kapu Sarayı (eski devlet binası), onun tam karşısında Lütfullah Mescidi bulunuyor. Burası aynı zamanda UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Meydanın her köşesi ve bucağı sürprizlerle dolu ve cıvıl cıvıl. İki dolar karşılığında meydanda faytonla bir tur atıyorum.
Mescid-i İmam ya da İmam Camii Nakş-ı Cihan Meydanı’nın güney kısmında bulunan akıllara zarar bir cami. Her ne kadar dışından ihtişamlı görünse de caminin içine girene dek ihtişamın bu boyutlarda olduğunu ben de bilmiyordum. Camii 1. Şah Abbas tarafından 18 yıllık bir çalışma sonucunda 1629’da tamamlanabilmiş. Kapısı 30 metre yükseklikte. 54 metrelik ana kubbesiyle tüm İran’ın en etkileyici yapılarından biri. İçi ve dışı İsfahan’a özgü mavi çinilerle kaplanmış. Akustiği o kadar mükemmel ki fısıltıların yankısını bile duyabiliyorum. Kubbenin tam altına geldiğimde buradaki sesin ne denli etkileyici bir biçimde yankılandığını duymak beni şaşırttı.
Haber güvercinlerine konforlu kale yapılmış
İSFAHAN turuna çıktıktan sonra ikinci durağım Kaju Köprüsü. Zayende Nehri üzerine 1650’lerde kurulmuş Kaju Köprüsü, iki katlı ve tam ortasında Şah’ın nehri seyretmesi için özel bölümler mevcut. Bu köprü, aynı zamanda nehrin akışını düzenleyen bir baraj. Ardından Kuş Kalesi’ndeyim. Kalenin geçmişi 400 yıl öncesine dayanıyor, haber güvercinlerinin ana istasyonu. Şah döneminde dünyanın dört bir yanına haber götüren güvercinler kaleden yola çıkıyor ve sonra geri dönüyormuş. Haber güvercinlerini o dönemde tüm devletler kullandı ama onlara böyle bir yer yaptılar mı bilmiyorum. Kuş Kalesi’nin yapısı o kadar hassas düşünülerek yapılmış ki yaz-kış ısı dengesinden tutun da hava dolaşımına her şey olması gerektiği gibi.
Caminin minaresi sallanıyor!
l İsfahan’daki Siesepol Köprüsü, şehrin simgelerinden biri. 1602’de yapılan Siesepol Köprüsü araç trafiğine kapalı.
l Şehrin biraz dışındaki sallanan minare çok meşhur. Kaladin Mahallesi’ndeki bulunan küp şeklindeki yapı 14. yüzyılda yaşamış Ebu Abdullah adlı bir dervişin türbesiymiş. Bir rivayete göre mühendislik hatası nedeniyle minareleri sallanıyor, diğer bir rivayete göre ise üstün bir teknolojiyle depremde zarar görmesin, dünya döndükçe ayakta kalsın diye bu şekilde yapılmış. Müezzin her saat başı çıkıp birkaç dakika minareyi sallıyor ve görmek isteyenler seyrediyor.
l Zurhane, İran’da geçmişi 2 bin yıl öncesine dayanan sporun yapıldığı yer. Mahalle arasında küçük bir Zurhane’ye gidiyorum. Bu sporu yaparken sadece İran, Hz. Ali ve Hz. Hüseyin’den konuşuluyor. Bir saat süren bu sporda kah semazen gibi dönülüyor, kah mil denilen tahta lavuklar havalara fırlatılıyor, kah şebbade denilen demir ziller şıngırdatılıyor.