Son yıllarda “sağlıklı bir vücut ve istediğimiz kiloda kalmanın olmazsa olmazı olarak kırmızı eti yememiz gerektiğini” söyleyerek içimizi rahatlatan Canan Karatay ve Ahmet Aydın’a göre en sağlıklı kırmızı etler özgür dolaşan hayvanlarınki. Yani keçi, koyun ve av hayvanlarının etlerinin yağ oranı besi hayvanlarına oranla çok daha az oluyor. Demir ve potasyum değerleri yüksek.
Ayrıca serbest dolaşan tüm hayvanlarda bağışıklık sistemini destekleyen Omega 3 bulunuyor. Ancak günümüzde keçiler ve oğlakların tümü serbest dolaşarak yetişmiyor. Son yıllarda koyun gibi keçi besiciliği de yapılıyor.
Oğlak eti de özellikle son yıllarda Avrupa ülkelerinde ve ABD’de yükselen bir değer. Michelin yıldızlı restoranların mönüsünde sıklıkla yer alıyor. Latin Amerika, Uzakdoğu ve Hindistan’da ise sadece yavrusu oğlak değil keçi de zaten yüzyıllardır özellikle dağlık bölgelerde sıklıkla tüketiliyor.
Ancak bizde nedense oğlak ve keçi Trakya, Akdeniz, Ege ve Güney Doğu Anadolu’da tüketilmesine rağmen kentliler tarafından pek makbul bir et olarak kabul edilmez. Daha ucuz olduğu için, farkını anlamayanlara kimi kasaplarda ve lokantalarda kuzu ve koyun eti olarak sunulur!
Keçi etinin ağır bir kokusu olduğu koktuğu ve mideyi bozduğu iddia edilir. Oysa bağırsakları bozan sadece iyice temizlenmezse kıllarıdır. Ki bu risk koyun etinde de vardır. Koku sorununa gelince fırın ve tandır yapmadan önce taze kekikle bekletirseniz, kapamayı da için de bol nane ve taze soğanla yaparsanız böyle bir sorun da kalmaz.
Oğlak etinin mevsimi Nisan ayında başlar. Kapama, tandır ve kaburga dolması meşhurdur. Büyük kentlerde çok fazla olmuyor ama mayıs hatta haziran ayı sonuna dek bulursanız kaçırmayın derim…
Kaynak Radikal[Müge Akgün]