Mönüde masaj da var


YATAK ODASI GİBİ
Konseptin farklılığı daha rezervasyon yaptırırken ortaya çıkıyor. Telefonda yer ayıran görevliye saat 21.00 civarında gideceğimizi söylediğimde, "21.00"i geçirmezseniz iyi olur. Çünkü yemekler saat 21.00"de çıkmaya başlıyor," yanıtını aldım. İlk yemeği kaçırırsanız, o sırada servis edilenden itibaren devam ediyorsunuz. Geçtiğimiz cumartesi akşamı, saat 20.30 sularında içeri girdiğimizde, kademeli olarak arkaya doğru yükselen mekânda sağlı sollu, ben diyeyim dev yataklar, siz deyin güreş minderi ya da açık localar, işte öylesi platformlar sıralanmış. Arkada duvara dayalı kocaman yastıklar ve "yatağın" ortasında kısa ayaklı cam küçük bir sehpa, üzerinde kadehler, peçeteler, bir mum ve sigara tablası... Buranın özelliği, bu localara "yatarken" ayakkabıları çıkarmak... Dolayısıyla gitmeden önce bir duş almak, çorap değiştirmek ve eski Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz"in camiye girerkenki durumuna düşmemek için çorapların delik olup olmadığını kontrol etmekte yarar var. Önce küçük bir sınavdan geçiyorsunuz. Hostes hanımın, "İngilizce biliyor musunuz?" sorusuyla karşılaşıyorsunuz. Anlamsız bakışlarınızı fark ediyor, "Size yabancı garson hizmet edecek de eğer bilmiyorsanız bir Türk"ü yönlendireyim," diye ekliyor. Neyse ki bu sınavı geçebilecek kadar İngilizce bildiğimize inandığımız için göğsümüzü gere gere "Evet," yanıtını veriyoruz. Nitekim az sonra şen şakrak bir delikanlı gelip, "Where are you from?" diye soruyor. Biz de "We are from İstanbul. But where are you from?" diye altta kalmadan cevabı yapıştırıyoruz. Delikanlı da Amsterdamlı olduğunu söylüyor ve o da beraberlik golünü atıyor: "Buraya o kadar çok yabancı geliyor ki, sizin de yabancı olduğunuzu sandım." Yemek öncesi kokteyller sınıfı geçiyor. Bu arada tam karşımızda açık mutfakta genç ve dinamik mutfak ekibinin karidesleri sote ettiğini, bir bölümünün de tezgâhta salata yapraklarını kaselere paylaştırdıklarını görüyoruz. Gerçekten de yemek servisi tam 21.00"de başlıyor ve mönüden seçme şansınız yok, çünkü dört bölümden oluşan mönü fiks. Sadece size vejetaryen olup olmadığınız soruluyor. Eğer et yemiyorsanız, sizin için özel bir şeyler hazırlanıyor.
BAŞLANGIÇTA JUMBO KARİDES
İlk gelen çeşitli salata yaprakları üzerinde, değişik ılık bir sosla tatlandırılmış taptaze dev jumbo karides, yemekler konusunda da kuşkuları dağıtıyor. Şarap mönüsünde Kavaklıdere"nin şarapları dışında bol yabancı şarap ve şampanya çeşitleri var. Biz kadehle şarap soruyoruz, daha piyasaya verileli birkaç gün olan Kavaklıdere"nin bu yılki Primeur şarabının kadehle servis edildiğini öğreniyor, bu hoş sürprizden de mutlu oluyoruz. Salonda, göğsünde "masaj" yazan bir hanımla bir delikanlı, dikkatimizi çekiyor. Delikanlı kibarca yaklaşıp, masaj isteyip istemediğimizi soruyor. Ben kendi adıma henüz bu yeni konsepte uyum sağlayamadığım için aynı kibarlıkla geçiştiriyorum. Ama yanımda yatan yabancı çiftten genç adam hemen "Evet," diyor. Boynunu, omuzlarını yoğurttuktan sonra ben ikinci yemek olan ördekli, bol sebzeli, çıtır hamurlu ve iki değişik sosla sunulan Uzakdoğu usulü dürümümü iştahla yemeye hazırlanırken, çoraplarını çıkartıyor ve hemen yanı başımda ayaklarını mıncıklatıyor. Aslında dayanıklı bir midem olmasına rağmen bu manzara içimi kaldırıyor. Sıra üçüncü yemeğe geliyor. Önümüzde harıl harıl rizotto pişirildiğini görüyoruz. Dilimlenmiş kuzu madalyonlarla sunulan mantarlı rizotto tek kelimeyle mükemmel. İşin ilginç yanı, yatarak yediğim, yerken de sadece çatal kullandığım halde zorlanmayışım; kocaman peçeteyi her ihtimale karşı üzerime yaydığım halde, tek bir damlanın bile dökülmeyişi... Tatlı da önceki yemekleri aratmadı. Şekeri son derece kararında değişik bir brownie, özel sosu yanında karamelize edilmiş bir dilim muz ve ev yapımı çok hoş bir limonlu sorbe ile sunuldu. Bu arada gece boyunca insanı yormayacak düzeyde müzik, dozunu artırmaya başlamış, aşağıdaki bar da kalabalıklaşmıştı. Biz hesabı istedik ve iyi bir yemek yiyip, keyifli bir akşam geçirmenin mutluluğuyla ayrıldık. Supper Club ucuz bir yer değil, ama İstanbul"da bir benzeri daha olmayan, çok değişik konseptte bir restoran. Mönü her hafta değişiyormuş. Pazartesileri de kapalıymış. Belki birkaç hafta sonra tekrar giderim.
BU KATEGORİDEKİ DİĞER İÇERİKLER


YORUM YAZIN
KATEGORİLER
-
Şirket İsimleri Firma İsimleri Bulma
Yeni marka ismi, firma, mağaza ve işyeri açmak isteyenler için akılda kalıcı ve orijinal şirket isimleri bulmak için öneri ve örnekleri ile 2021 yılına dair trendleri aşağıda bulabilirsiniz.
Marka Tescil Ücreti
2021 yılı Marka Başvuru Ücreti 280, Hizmet Ücretleri 250, Tescil Belgesi Fiyatları 986, Toplam Marka Tescil Ücreti 1.561 TL'dir. (KDV DAHİL)
Marka sorgulama
İsim hakkı sorgulama nasıl yapılacağını, tescil kriterlerini uzman görüşün olduğu video anlatımı eşliğinde buradan marka sorgulama yapabilirsiniz.
-
TEK SINIFLI MARKA BAŞVURU
Tek sınıflı marka başvuru ücreti olan 575 ₺ (KDV DAHİL) kredi kart ile satın alarak anında marka ve logonuzu marka tescil yoluyla koruyabilirsiniz.
MARKA TESCİL YENİLEME
Kredi kartı ile Marka Tescil Yenileme Ücreti 1.176 ₺ (KDV DAHİL) Havale/EFT yoluyla ise İNDİRİMLİ marka yenileme ücreti 1.117 ₺’ dir.( KDV DAHİL)
MARKA DEVİR
Marka devir ücreti olan 865.36 ₺ + KDV kredi kart ile satın alarak anında marka devir işlemlerinizi yapabilirsiniz.
-
Tasarım Tescil Ücreti
2021 Yılı başvurudan belgenin teslimine kadar Tekli Tasarım Tescil Ücreti toplamı 599 ₺ (KDV Dahil), Tekli Tasarım Tescil Yenileme Fiyatları 777 ₺ (KDV Dahil), Tasarım Tescil Devir Ücreti 960 ₺ (KDV Dahil)' dir.
Patent Ücretleri
2021 Yılı Patent ücretleri, Patent fiyatları, ve Resmi ücretleri ve toplam patent maliyetlerini aşağıdaki tabloda inceleyebilirsiniz
TEKLİ TASARIM TESCİL
Başvurudan tescil belgesine teslimine kadar, toplam tekli tasarım tescil ücreti 599 ₺ (KDV DAHİL)
MARKA HABERLERİ