Erkekler Neden Bazı Kadınlarla Evlenir? Diğerleriyle Değil!’ John T. Molloy’un yazdığı bu kitap hayallerinizi süsleyen eşle mutlu bir yuva kurmanızı sağlayacak müthiş bilgiler içeriyor. Evlenemedim, hâlâ kendime uygun eş bulamadım, benim yaşımdakiler çoktan evlenmiştir, diye düşünüp üzülmeyin. Çünkü bu kitapta evlenme şansınızı nasıl arttıracağınızı, erkek arkadaşınızın ailesiyle tanıştığınızda nasıl davranmanız gerektiğini ve evlenme teklifini nasıl çabuklaştıracağınızı anlatan uygun stratejiler yer alıyor. Hatta bu kitabı okumaya başladıktan sonra düğün hazırlıklarına başlamanız an meselesi olabilir. Çünkü; bu kitabın hazırlanma aşamasında çalışan araştırmacı ekibinin yarısından çoğu ilk üç sene içinde evliliğe adım atmış bile.
Molloy’un yazdığı kitabın çıkış noktası da bir kadınla belli bir süre flört ettikten sonra başkasıyla evlenen erkekler olmuş. Bu nedenle öncelikle yıllarca birlikte olduğu kadın yerine bir başka kadınla evlenen çiftlere sorular yöneltilmiş. Çıkan sonuca göre bu erkeklerle evlenmiş kadınlar, daha ilişkilerinin başındayken söz almak için ısrarcı olmuşlardı. Kitabın yazarı, uzun soluklu bir ilişkiden çıkmış bir erkekle tanışırsanız belli bir süre sonra kendisinden bir yüzük beklediğinizi açıkça belirtin diyor. Ayrıca aradan geçen altı ay içinde kesin bir vaatte bulunmamışsa o adamı hemen terk etmek gerektiğini özellikle vurguluyor. Yazara göre; bu hovarda gönüllü adamlar en az bir kadının bekar kalmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla en güzel ve en genç olduğumuz zamanları bizimle asla evlenmeyecek bir adamla geçirmek, teklif alacağımız en verimli dönemi boşa geçirmemize neden oluyor… Beş yıl sonra kaybedeceğimiz bir ilişkiyi altı ay içinde int(11)irmek oldukça mantıklı, böylece vakit kaybetmeden ikinci şıkkı deneme şansı elde ediliyor…
İLK İZLENİM
Kitapta yer alan araştırmaya göre ilk karşılaşmada kadını özel kılan kişiliği. Demek ki, her zaman için güzel olmak özel olmak anlamına gelmiyor. Molloy fiziksel güzelliğin ve dış görünümün erkekleri etkilemede önemli olduğunu ama araştırmaya katılan erkeklerin yüzde 60’ından fazlasının da nişanlılarının kişilik özelliklerini şu sözlerle ön plana çıkarttığını ifade ediyor;
“Öyle terbiyeliydi ki, hayat doluydu, dünyayla öylesine barışık görünüyordu ki, özgüvenli, matrak ve enerjikti…” Dikkat edilecek diğer öneriler; iyi el sıkışma, yumuşak ve ölçülü hareketler, hoş bir dinleme yeteneği, arkadaşlık mesajını iletme becerisi. Kitapta ayrıca kaleyi içten fethetmenin önemine de değiniliyor. Yani çıktığınız kişinin ailesinin üzerinde de iyi bir izlenim bırakmalısınız. Araştırmalara göre aileler tarafından onay gören adaylar daha kısa sürede evleniyor.
Bu kapsamlı araştırma, evlendirme dairesinden çıkan pek çok erkeğin müstakbel eşlerinin başarı ve becerilerinden övünerek söz ettiğini gösteriyor. Ayrıca, ince ve zarif yapılı kadınların evlenme şansının daha fazla olduğu, aşırı kilolu olmanın da evlilik şansını azalttığı belirtiliyor. İstatistiklere göre saçları, tırnakları temiz ve bakımlı olan kadınlar, güzel ama kendiyle hiç ilgilenmeyen bir kadından daha avantajlı konumda.
YAKIŞIKLI ERKEKLERLE EVLENMEK İÇİN DÖRT KURAL;
John T. Molloy, yakışıklı erkeklerin özgüven sahibi ve kendini seven bir kadından etkilenmekle beraber kendilerini becerikli ve muktedir bulan kadınlara daha farklı bir gözle baktıklarının önemine dikkat çekiyor ve yakışıklı erkeklerle evlenmek isteyenlere şu önerilerde bulunuyor;
Öncelikle ona yaklaşmalısınız. Çok çekici erkekler nadiren kadınlara kur yapar, çünkü tek başlarına otursalar bile kadınlar etrafına toplanır.
Diğer erkekler gibi onlar da kadınlarının üstüne düşmeyi sever. Onunla ilk tanıştığınızda, herhangi bir erkeğe davranacağınız gibi davranın, ne daha iyi ne de daha kötü.
Çok yakışıklı erkekler çoğunlukla kendilerinde olmayan özellikteki kadınlarla evlenirler mesela; eğitim, sosyal mevki ve profesyonel hünerler. Ancak beceri ve başarılarınız hakkında fazla kibirlenmeden bilgi verin.
Okuluna geri dönmesi ya da daha iyi bir işe girmesini teşvik etmek gibi taleplerde bulunun. Onu biraz harekete getirmeye çalışın.
PEKİ ERKEKLER NEREDE?
Gerekirse işinizi değiştirin! Araştırmaya göre; hiçbir kadın, arkadaşlık edebileceği yaşıtı erkek ve kadının bulunmadığı iş yerlerinde asla çalışmamalıdır deniyor. Böyle bir işyerinde çalışmanın evlenme şansını azaltacağını belirten Molloy, “mümkünse vakit kaybetmeden yeni bir iş bulun, nasıl olsa bundan daha kötüsü olamaz” diyor. Soru sorulan kadınların yüzde 40’ından fazlası erkeklerle tanışabilecekleri yeni işlere girmiş hatta bazıları oturdukları çevreyi değiştirmek için yeni evlere taşınmış. Ayrıca gerçekten ilgilenmedikleri halde bazı erkeksi faaliyetlere katılmış.
ERKEK ARKADAŞ İÇİN KIZ ARKADAŞLARINIZI ARTIRIN!
Evlendirme dairesinden çıkan birçok kadına son beş yıl içinde en çok kiminle zaman geçirdiği sorulduğunda çoğu beş ya da on tane kız arkadaşının adını vermiş. Bu cevap belki de size saçma gelebilir ama bakın kitap ne diyor? “Bekar kadınların birçoğu boş vakitlerinin dörtte üçünü kız arkadaşlarıyla geçiriyordu. Bu kadınlar bir parti düzenlediğinde erkek arkadaşlarını da çağırıyor böylece daha az kız arkadaşı olan kadınlara nazaran erkeklerle tanışma fırsatı artıyordu. Ayrıca bu kadınlar birbirlerine destek olmak için ellerinden geleni yapıyor ve uygun erkekleri sık sık yemeğe ya da toplantılara çağırıp kız arkadaşlarıyla tanıştırıyorlardı.” Araştırmalar çoğu zaman bu planlı çöpçatanlığın işe yaradığını gösteriyor.
Çevrenizi iyi seçin!
John T. Molloy, “uzun dönemli ilişkileri olup evlenmemiş bir adamla çıkıyorsanız bu kişinin ‘hovarda’ olması muhtemeldir” diyor.
Çocuğu olmayan dul erkekler yeryüzündeki en iyi koca adaylarıdır.
Dul bir erkekle tanışabileceğiniz en iyi yerlerden biri iş çevresidir.
İşyerinizde ne kadar çok bekar kadın ve erkek varsa evlenme şansınız o kadar artar.
Tek başına yaşayan kadın ve erkeklerin evlenme ihtimali daha yüksektir.
Sosyal yaşamları hareketli olan kadınların evlilik şansı evde oturup bekleyenlerden daha fazladır.
İlişkileri canlı tutmak için birkaç taktik
Romantik bir alan oluşturun
Paylaşın
Eşinizi bağrınıza basın
Birbirinizi takdir edin
Onun hakkındaki acı gerçekleri söylemek kadar memnuniyet verici olanları ifade etmek de en az o kadar önemlidir
Rutininin dışına çıkın
Gerekirse profesyonel bir yardım alın
Anlamak için dinleyin
Şikayet etmek yerine rica edin
Kimin daha çok haklı olduğunu ortaya çıkarmaktan vazgeçin
Misilleme yapmayın
Şikayetlerinizi bir süreliğine erteleyin
İşi işte bırakın ama iş becerinizi eve taşıyın
SİBEL ATEŞ-AKŞAM