Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Sönmez, eski Anadolunun en önde gelen yerleşim alanlarından birisi olarak prehistorik dönemlere kadar uzanan köklü bir geçmişe sahip olan Bergamanın Yunan ve Roma medeniyetlerinden kalma zengin kalıntılarıyla gezginlerin, arkeologların ve yabancı devletlerin özellikle de Almanyanın ilgi odağı haline geldiğini söyledi.
Alman Carl Humannın 1871de başladığı kazıların 1878de resmiyet kazandığını ve o tarihten itibaren Bergamada yapılan kazılardan elde edilen pek çok arkeolojik buluntunun izinli ya da izinsiz olarak Almanyaya götürüldüğünü ifade eden Sönmez, bunun yanı sıra arkeolojik kazılara ilişkin rapor, müze rehberleri gibi çeşitli yayınların Alman ve dünya kamuoyuyla paylaşıldığını bildirdi.
Sönmez, bu çerçevede zikredilmesi gereken çalışmalardan birisinin de Rehber-i Harabe-i Bergama Nüsha-i Türkiye ismiyle yayımlanan eser olduğuna işaret ederek, Berlin Müzesince 1902 yılında yayımlanan eser, Osmanlı Türkçesiyle basılan ilk arkeolojik gezi rehberi olmak özelliği taşımaktadır. Toplam 39 sayfa ve 4 bölümden oluşan eser, sadece kazı alanları değil aynı zamanda ulaşım, fiyatlar, şehrin nüfusu, kalınacak yerler gibi Bergama şehrinin sosyo-kültürel ve demografik yapısına ilişkin bilgiler içermesi açısından da dikkate değerdir diye konuştu.
Osmanlı coğrafyası üzerinde arkeolojik araştırmalar yapan devletlerin en başında Almanyanın geldiğini anlatan Sönmez, 1870lerin sonlarından itibaren Osmanlı Devletinin müttefiki haline gelen Almanya, Bergama başta olmak üzere pek çok bölgede kazı ve bu kazılara ilişkin yayın faaliyetlerinde bulunmuştur dedi.
Sönmez, Almanların Bergamada yaptıkları arkeolojik çalışmaların sadece kazılarla sınırlı kalmadığını belirterek, şunları kaydetti:
Bergamadan izinli ya da izinsiz olarak götürülen arkeolojik eserlerle kurulan Pergamon Müzesi için müze rehberleri ile Bergamayı ve kazı alanlarını tanıtan gezi rehberleri hazırlandı. Bergamaya ait ilk arkeolojik gezi rehberi 1887de Führer Durch Die Ruinen Von Pergamon ismiyle yayımlandı. Berlin Müzesi tarafından hazırlanarak satışa sunulan 27 sayfalık eser, 1899 yılında aynı isimle ikinci kez basıldı. Eser, 1902de ise güncelleştirmeler yapılarak Rehber-i Harabe-i Bergama Nüsha-i Türkiye adıyla Türkçeye tercüme edildi. Kitabın kapağında, eserin Berlin Müzesi tarafından yayımlanan nüshanın tercümesi olduğu belirtilmekle birlikte, eseri Osmanlı Türkçesine çevirenin kimliğine dair herhangi bilgi mevcut değildir. Göze çarpan bir diğer özellik ise daha önce basılan rehberlerin aksine eserin kapağında satış fiyatına ilişkin bir ibarenin yer almamış olmasıdır. Bu husus, kitabın satış amacıyla değil, Bergama kazılarını devlet kademesinde bulunanlara tanıtmak için hazırlanmış olabileceği izlenimini yaratmaktadır.
BERGAMA MÜZE-İ HÜMAYÜN MEMURU DİMİTRİ ÇOLAKİDİ EFENDİ
Yrd. Doç. Dr. Ali Sönmez, eserin, Seyahat, Bergama Şehri, Malumat-ı Tarihiye ve Suret-i Ziyaret olmak üzere 4 bölümden oluştuğunu bildirdi.
İlk 3 bölümde Bergama şehri hakkında genel bilgiler verildiğini, son kısmın ise kazılar sonucunda ortaya çıkarılan harabelerin tanıtımına ayrıldığını anlatan Sönmez, şöyle konuştu:
Eserde Bergamadaki kazı alanlarında görev yapanlara ilişkin bilgilere sıklıkla yer verilmiştir. Bunlar arasında göze çarpan en önemli isim, Bergama Müze-i Hümayun Memuru Dimitri Çolakidi Efendidir. Bu kişiden Bergama Hükümet Konağı önünde sergilenen eski eserleri büyük gayret göstererek toplayan insan olarak bahsedilmektedir. Nitekim Almanya tarafından Dimitri Çolakidi Efendiye yaptığı tüm bu hizmetler nedeniyle dördüncü dereceden Kron Dö Prus (Prusya Tacı) Nişanı verilmiştir. Dimitri Çolakidi Efendi müze memurluğu görevini 1910 yılına kadar sürdürmüştür.
Kitapta ağırlıklı olarak bahsedilen konu hiç şüphesiz kazı alanlarına ilişkin verilen bilgilerdir. Suret-i Ziyaret başlığı altında ve Vadiler Dahilinde Cevelan, Şehrin Aşağı Kısmı Harabeleri ve Civarı ve Kale Üzerindeki Harabeler adıyla 3 alt başlık olarak düzenlenen 4üncü bölümün giriş kısmında, ziyaretçilerin Bergama şehrinde 3 gün kalmaları gerektiği ve bu nedenle de gezilmesi gereken yerlerin 3 kısma ayrıldığı belirtilmekte ve az vakti olanların ise sadece kale üzerindeki harabeleri ziyaret edebilecekleri vurgulanmaktadır.
Yrd. Doç. Dr. Ali Sönmez, eserde kazı alanlarının sadece ismi ve özelliklerinden söz edilmediğini, aynı zamanda bu alanlara nasıl gidileceği, konaklamanın nerelerde yapılacağı ve gezilirken dikkat edilmesi gereken hususlara ilişkin tavsiyelere de yer verildiğini ifade etti.
Rehberde ören yerindeki kalıntıların durumlarının ayrıntılı olarak anlatıldığını dile getiren Sönmez, bu konuda hazırladığı çalışmanın kısa bir sürede kitap olarak basılacağını kaydetti.
Habertürk