İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, kanserden korunmakla ilgili çarpıcı bilgiler verdi..
Eskiden tek tük duyduğumuz kanser vakaları gün geçtikçe artıyor. Artık hepimizin yakınında birden çok kanser hastası var. Peki bu kadar fazla hayatımıza giren bir hastalığa karşı ne yapmalıyız? Çapa Tıp Fakültesi”nin bünyesinde bulunan Onkoloji Enstitüsü”nden Prof. Dr. Erkan Topuz, kansere karşı korunmanın yollarını anlattı:KANSERDE YAŞ ÖNEMLİ Bir kere yaş çok önemli. Dünya yaşlanıyor, yaşlandıkça kanser oranı artar. Ama bunun dışında biz dünyamızı zehirliyoruz. Dünyayı zehirlediğimiz gibi doğayı da, hayvanları da zehirliyoruz. Yani medeniyet bir yerde, kanseri getiriyor. Şimdi burada en önemli şeylerden biri şu; daha çocuk anne karnına girmeden ona kanserin tohumlarını ekiyoruz. Yani babası ya da annesi zehirli sahalarda çalışan kişilerin sperm ve yumurtaları da toksisite oluyor. Bu çiftten doğan çocukta kanser riski fazladır.İNSANLAR ZEHİRLENİYOR Japonya”daki beyaz balinalarda büyük oranda kolon ve karaciğer kanseri tespit edildi. Bundan dolayı beyaz balinalar büyük oranda telef oluyorlar. Suyu zehirliyoruz. Demek ki insanlar gibi hayvanlar da zehirleniyor. Köpeklerde mesane kanseri son zamanlarda altı kat artmış durumda. Yani başlı başına bir zehir çemberinden hep beraber geçiyoruz.ANNELER ÖZENLİ BESLENMELİ Annenin beslenmesi çok önemli. Anne eğer hakiki organik besinler yemiyorsa gıdalardan pestisitleri alıyor. Bunlar nedir: İnorganik gübreler, hormonlar, tarım ilaçları, endüstriyel artıklar… Bunlar doğrudan doğruya sebze ya da meyvenin üzerine geçiyor ya da etin yapısına karışıyor. Vücuda girdikleri andan itibaren annede kanser görülme riskini artırıyor. Çocuk demek ki doğduğu andan itibaren kansere yol açan maddelerle doğmuş oluyor. Bir de şu var, annenin ve babanın aldığı kimyasal faktörler; vücuttaki epigenon maddesini etkisiz hale getiriyor. Epigenon, vücuda toksik maddeler girdiğinde hücreye kapatma mesajı veriyor. Yani kansere “dur” diyor.DAMGAYI ARAYIN Organik gıdaların hakiki olması çok önemli. Üzerlerinde mutlaka Tarım Bakanlığı”nın damgası olmalı. Bunlarda, doğal yetişenlerde salvestron diye adlandırılan bir madde var. Bu maddeyi int(11)ki kendi kendini, dışarıdan gelecek mantarlara, haşereye karşı korumak için üretiyor. Ama bu madde ilaçlanmış, hormon atılmış int(11)kilerde yok. Çünkü int(11)ki o zaman kendine “Zaten bizi insanlar koruyor, bizim bu maddeyi üretmemize gerek yok” diyor. Yani int(11)ki bu maddeyi üretmiyor. Salvestron çok önemli, çünkü int(11)kiler yoluyla alındığı zaman kansere, enfeksiyonlara ve hatta gribe karşı bile doğal olarak bir koruma sağlamış oluyor. Tabii organik gıdalar kanserojen madde içermiyor.CİNSEYETE GÖRE KANSER… Kadınlarda en çok meme kanseri, erkeklerde birinci sırada prostat kanseri ama ölüm nedeni açısından akciğer kanseri başta gelir. Üçüncü sırada ise kolon kanseri her iki grupta da görülüyor.
Gökkuşağı gibi beslenin
YOĞURDUNUZU YAPIN Yoğurdunuzu kendiniz yapın. Çünkü pastorize olunca içinde bulunan iki önemli bakteri ölüyor. Onun için ilk yoğurdunuzu yapmaya probiyotik yoğurtla başlayın. Sonra kendi yoğurdunuzu mayalayarak temin edin. Yoğurt, kanserden en önemli koruyuculardan biridir. Günde en az yarım kilo yemek gerekiyor. Uzun yaşayan insanların geçmişine bakarsanız muhakkak çok yoğurt tükettiklerini görürsünüz. Ama dışarıdan da probiyotik yoğurt alıp yiyebilirsiniz tabii.YEŞİL ÇAY ŞİFALI Yeşil çay, bütün kanserlerde, ama özellikle meme kanserinde çok şifalıdır. Günde muhakkak iki kupa tüketilmesini tavsiye ederiz. Böğürtlen yaprağı çayı, limon kabuğu çayı, ısırgan yaprağı çayı da faydalı çaylardır.ERKEN TANI KURTARIR “Bir kanserden korunmak bin tedaviden evladır”, hep bunu söylerim. Kanser tedavisinde uğraşırken bunun yüzde 10″u kadar korunmayla uğraşsak çok kişiyi kanserden koruruz. Çünkü 2020-25 yıllarına doğru aşağı yukarı 20 milyon insan kansere yakalanacak. Yani kanserden korunmak birinci sırada. İkincisi erken tanı. Eğer erken tanıda yakalarsak kanserleri yüzde 95 oranda kurtarmamız mümkün. Bir kere sigara ve alkolü tamamen bırakmalısınız. Kırk yılda bir içerseniz kırmızı şarabı tercih edin. Şarapta bile pestisit artıkları bulunmuş. Onun için sert alkollerden kaçının, sigara olan odaya bile girmeyin.RENKLİ DİYETE DİKKAT Gökkuşağının renkleri gibi beslenmek gerekiyor. Mutlaka kırmızı (domates, çilek, kiraz), sarı (muz, sarı biber), siyah (kara üzüm, kara kayısı), yeşil (brokoli, karnabahar), beyaz (lahana), turuncu (havuç, portakal) renklere sahip seçenekleri beslenmenizde bulundurmalısınız. Hormonsuz gıda alın ve turfanda olanları tercih etmeyin, bunların zararlı olduğunu biliyoruz. Her şeyi mevsiminde yemeliyiz. Karnabaharı mevsiminde yediğiniz zaman buna ne hormon, ne gübre atılır. Ucuz bir int(11)kidir. Mesela pırasa çok ucuz ve şifalıdır, lahana yine öyle. Ama piyasaya erken vermek için mevsimin ilk zamanında dibine hormon atılır. Pahalı olan ve piyasaya ilk verilen gıdalar toksik potansiyel taşır. Ucuz zamanda yemelisiniz. Mesela “Bezelyeyi ucuz döneminde, domatesi eylül ayında bol miktarda dipfrize atın” deriz. Çünkü gerek ısı gerek güneş bakımından domatesin en güçlü olduğu zaman temmuz, ağustos, eylül aylarıdır. İçindeki likopen maddesi maksimumdur. Damda bilinçsizce kurutulan biberlere aflatoksin denilen bir mantar girer. Bu, karaciğer kanseri yapar. Ancak bilinçli olarak kurutulduğunda ve üretildiğinde aflatoksin olmaz.
Prof. Erkan Topuz 400 yayına imza attı
1946 yılında doğan Erkan Topuz, Pertevniyal Lisesi”ni int(11)irdi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi”ne girdi. 1975 yılında İç Hastalıkları İhtisasını tamamladı. 1976 yılında İstanbul Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi Tıbbi Onkoloji Birimi”nde çalışmaya başladı. 1979-1980 yıllarında Avusturya”da immünoloji ve onkoloji dalında Viyana Kanser Enstitüsü”nde çalıştı.1984″te Erlangen Üniversitesi”nde,1985″te Londra Royal Marsden Hastanesi”nde,1986″da Nürnberg Şehir Hastanesi”nde MİSAFİR öğretim üyesi olarak çalıştı.1988 yılında profesör oldu. 1997 yılında John Hopkins Üniversitesi”nde misafir öğretim üyesi olarak çalıştı. Halen, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanlığı, Anabilim Dalı Başkanlığı ve İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürlüğü yapmaktadır. 85″i yurtdışında olmak üzere 400 yayını mevcut
Kontrollerinizi aksatmayın
Ailede meme kanseri yoksa kadınların 35 yaşından sonra mamografi, ultrason yaptırmaları ve kendi kendilerini her banyodan sonra muayene etmeleri gerekiyor. Onun dışında kadınlar her yıl bir jinekolojik muayene ve smear TESTİ yaptırsınlar. Rahim ağzı kanseri aşısını da yaptırabilirler. Aşı bu kanserden korunma ihtimalini çok yükseltiyor. Ailede meme kanseri riski yoksa ilk 35 yaşında dijital mamografi ve ultrasonografi yaptırmalılar. Ailede hiç ri