Erken dönem Alman romantik felsefesi içinde değerlendirilen Novalis’in (Fredrich von Hardenberg) int(11)irememesine rağmen en önemli çalışmaları arasında yer alan Sais Çırakları Mehmet Barış Albayrak’ın başarılı çevirisiyle dilimize kazandırıldı. Bu küçük kitabı sıradışı yapan, Editör Oğuz Tecimen’in ya da yayınevinin verdiği bir kararla, Türkçe baskı için 1949’da İsviçreli ünlü Benteli Verlag’ın yayımladığı bir baskıyı örnek almaları. Bu sayede Novalis’in düşünce dünyasına, Modern Sanat’ın en önemli yaratıcılarından biri olan ressam Paul Klee’nin çizgileri de karışarak, okuyuculara kavramsal boyutlarıyla çok geniş çağrışımlara açılan eşsiz bir “okuma-bakma” keyfinin kapıları aralanıyor.
Mehmet Barış Albayrak’ın çevirisi dil yetkinliği, “kavram doğruluğu” açısından ülkemizde eşine az raslanan bir titizliğe sahip. Bu yaklaşım sayesinde hem Türkçede Novalis (1772-1802) üzerindeki bilinmezlik perdesi aralanıyor, hem de Romantik Alman düşünce dünyasının beslendiği kaynaklar ortaya çıkıyor. “Türlü türlü yollardan gider insan” cümlesiyle başlayan kitap, bir tür “naturroman” olarak tanımlanabilecek olan ince dokunuş üzerine kurulu. “Çırak” ve “doğa” başlıkları altında Novalis, kurgusal kahramanlarını eski Mısır tapınağı olan Sais’te bir araya getirirken, hiç beklenmedik şekilde okuyucuları “Sümbül ile Goncagül” masalının ortasına bırakıyor. Kitabın en ilginç, etkisini bugün bile koruyan bölümleri arasında yer alan bu masal, bir şekilde Alman Romantik düşünce yapısının anahtarı olan “yaşamın romantikleşmesi” fikrini de aydınlatıyor.
Şifreler, gizemli çağrışımlar, göndermelerle örülen Sais’in Çıraklar’ında sürekli olarak arayış içinde olan “insanı” bulmamız bir tesadüf mü? Novalis doğa karşısında “anlam” arayan bireyleri konuştururken belli figürler oluşturuyor. Her biri çırak olarak da tanımlanabilecek bu kişilikler, dünyanın anlamını akıl, fantezi ve şiir yardımıyla çözmeye çalışırken, tuhaf bir şekilde, günümüz insanın içine düştüğü açmazlara da gönderme yapıyorlar. Sanki aradan yüzyıllar, onlarca kuşak geçmemiş. Sanki Novalis’in çırakları bizim hergün konuştuğumuz arkadaşlarımız kadar bize yakınlar. Bu kitabın büyüsü, doğanın, yaşamın karşısında kendisine sığınak, dayanak arayan bireyin iç sıkıntılarına, korkularına, yanı zamanda neşesine ve mutluluğuna yoldaşlık eden “çoçuksu seste” yatıyor. İnsanla doğa arasındaki beraberlik, karşılığını bulmuş aşk ilişkisinde olduğu gibi, heyecanda, tutkuda, kalp çoşkusunun doruklarında bir “anlam” yakalıyor.
Sais Çırakları, düşünsel anlamı, Klee’nin eşsiz çizgilerindeki çarpıcı görsellikle birleştirerek Novalis’in “doğanın üstadı” olarak selamladığı insanın en gizli kalmış yönü olan “düş dünyasını” tetikliyor. Oğuz Tecimen’in Klee’nin kaleminden çıkan önemli bir yazıyı da dilimize kazandırması kitap için adeta bir taçlandırma.
Kaynak Radikal