Aynur Aydın, Almanya Münih doğumlu genç bir Türk kızı. Müzik aşkı onu Almanyadan Stockholme getiriyor ve ne olduysa orada oluyor. Dünyaca ünlü söz yazarı, besteci ve prodüktörlerle kafa kafaya verip hayalini kurduğu albümün hayata geçmesini sağlıyor. Elinde tuttuğu albümü Avrupada görücüye çıkarmaya hazırlanırken, ani bir u dönüşüyle Önce vatanım diyerek, Türkiyeye geliyor. Albümdeki şarkıların soundu, video klibindeki farklılığıyla kulaktan kulağa yayılmaya başlıyor ismi. Aynur Aydınla müzik kariyerini konuştuk.
– 2011 yılının son sürpriz ismi olarak müzik dünyasına girdiniz…
2 sene önce başladı maceram. İsveçte şarkıcı ve söz yazarı Tony Nilsson ile tanıştım. Birkaç demomu dinlettim ve sesimi çok beğendi. Tony Nilssonın müziğini çok severdim. Kontrat hazırladık ve Münihe döndüm. Ben döndükten sonra kendisi İsveç ve diğer ülkelerde büyük bir patlama yaptı. Ardından İsveçe yerleştim. Tony ile beraber çalışmaya başladık. Bestekarlar ve aranjörlerle sıkı bir çalışma içine girdik. Hepsi bu projeyi çok sevdi çünkü onlar için bu çok farklı bir deneyimdi. Türkiye piyasasını hiç tanımıyorlar. Ve hiç Türkle çalışmamışlar. Hem Türkçe hem de İngilizce bir albüm hazırlamayı çok enteresan buldular. Büyük bir motivasyonla bu işe girdik. Bütün parçalar sıfırdı. Hiçbir cover yer almıyordu. Hepsi bana özeldi.
ŞARKILAR COSMASTA KAYDEDİLDİ
– Albümde dünyaca ünlü isimlerle çalışan insanlar var.
Evet Curtis Richardson mesela daha önce Rihannaya beste yapmış, Jennifer Lopez ve Selena Gomez gibi dünyaca ünlü isimlerle çalışmış bir insan.
– İşinde bu kadar başarılı ismi nasıl bir araya getirdiniz?
Ben açıkçası İsveçe taşındıktan sonra gelişen olaylar bunlar. Önce biriyle sonra diğeriyle derken çalıştığımız ünlü isimler çoğalmaya başladı. Stockholm zaten müziğin merkezi gibi bir yer. Sokakta yürürken Enrique İglesias yanınızdan geçiyor. Stüdyoya giriyorsunuz U2nun gitaristi yanınıza oturuyor. Bu isimlerin hepsi benim de albümümü yaptığım dünyanın en büyük stüdyosu Cosmasta şarkılarını kaydediyorlar.
– Neden hem Türkçe hem İngilizce albüm aynı anda piyasada?
İlk başta İngilizce albüm yapacağız diye yola çıktık. Ben Türkçe şarkıları söylemeyi de çok seviyorum. Bir gün stüdyoda Türkçe şarkı söylerken Neden bu şarkıları da Türkçe yapmıyoruz? dediler. Sound çok Avrupai olduğu için Türkçenin nasıl duracağı konusunda tereddütlerim vardı. Yenildim Daima şarkısı ilk Türkçe sözlerini yazdığım şarkı oldu. Şarkının İngilizce versiyonu DNA dan bile çok sevdim diyebilirim Türkçesini.
– İngilizce albümü yurtdışında da çıkarabilirdiniz…
Onun sebebi yapımcım Bülent Seyhan. Biz albümü int(11)irince sadece İngilizce versiyonunu Avrupada çıkarmak istiyorduk. Bülent Bey, Sen ilk Türkiyeden başlamalısın dedi. Türkiyede patlamış bir ürün dünyaya açılsın fikrini savundu ve bana mantıklı geldi.
– Albüm ne zaman dünya pazarında dinleyiciyle buluşacak?
Yurtdışında mart ayında Warner Music etiketiyle piyasaya çıkacak. Aynı zamanda başka plak şirketleriyle de yurtdışı için görüşmelerimiz sürmekte.
– Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş gibi…
Öyle olmasaydı bu albümü çıkarmazdım. Benim yapımda bu var. Bir şeyi yapıyorsam onu en iyi şekilde sunmalıyım. Bu yüzden uzun bir zaman aldı bu albümün yapım aşaması. Sürekli değiştirdik. Prag Senfoni Orkestrası sonradan şarkılara eşlik etti. En iyisini elde edene kadar 2 sene uğraştık.
– Önce Türkiye, ardından Avrupa ve son olarak dünyada büyük bir isim olacağım diyorsunuz.
Kesinlikle kendime bu konuda çok güveniyorum. Şimdiden Almanya deli oluyor bu albümü çıkartmak için. İki gün önce telefon ettiler ve albümün Türkçe versiyonunu da İngilizcesi ile birlikte çıkartmak istediklerini söylediler. Bir Türk albümü Alman müzik piyasasında satılacak.
– Albüm ismi enteresan geldi.
12 Çeşit La La…
Onun çok komik bir hikayesi var. Biz stüdyoda Tony ile bir şarkı besteledik. Daha sözler yazılmamıştı ve stüdyoda kayıt ederken şarkıyı la la la diye okudum. Sonra şarkıyı bana e-mail larak yollarken dosya adını la la la olarak koydular. Bunun üzerine Bütün şarkıları la la 1, la 2, la la 3 diye kaydetsek 12 çeşit la la ne komik olur dedim. Tony birden bana dönüp Bu albümün ismi olmalı dedi. Hem benim çocuksu ruhumu anlatıyor hem de çok farklı bir albüm ismi olur diye böyle olmasında karar kıldık.
– Yurtdışında yaşayıp, Türk müzik piyasasından takip ettikleriniz var mı?
Daha önce hiç Türkiyede yaşamadım. Açıkçası çok Türkçe müzik de dinlemiyorum. Ama tabii ki kendime göre birkaç şarkı ve sanatçı seçip beğenip dinlediklerim var. Sıla, Tarkan, Sezen Aksu, Demet Akalın gibi.
– Batıya dönük, rafine bir pop albümüyle Türk müziğinde kendine yer aramak biraz riskli, değil mi?
Evet, zorlu bir yol olduğunu biliyordum. Ama ben bu müziğe matematik kattığım an o samimiyet gidiyor. Çünkü o andan itibaren bunu ticari anlamda yapmaya başlıyorsun. Böyle yaparsam tutar, Şöyle yaparsam tutar diyerek yol almak olmaz. Ben müziğin satsın diye yapılacağına inanmıyorum. Samimi olup, kendi ruhunu ortaya koyarsan zaten karşılığını alırsın.
– Daha Türk ezgisi barındıran şarkılar yap deseler ne yaparsınız?
Eğer o parça ruhumu işliyorsa yaparım. Ne kesinlikle Hayır ne de kesinlikle Evet diyorum. Parçaya bağlı. Ben mesela Türk halk müziği de çok seviyorum. Yeri geliyor evimde Türk halk müziği de söylerim.
– Yurtdışından gelmiş olmanız, aynı zamanda İngilizce şarkılar söylemeniz ve dans etmenizden dolayı Hadise ile kıyaslayanlar olacaktır. Doğru bir kıyaslama mı bu?
Hadiseyi çok başarılı buluyorum. Ama müzik tarzı ve dans olarak çok farklıyız. Kendine göre bir tarz yaratmış, sempatik bir insan. Hadiseye baktığımızda bazı şarkılarda alaturka tınılara da rastlıyorsunuz. Türkiye şartlarına göre yapılmış bir albüm.
KİMSEYİ KULLANARAK BİR YERE GELMEM
– En heyecanlı zamanlar şimdi…
Sahneye çık