Arapça “küçük çarşı” anlamına gelen Sveyka, Antakya”nın zengin mutfağının, uygun fiyatlarla sergilendiği küçük bir restoran. Tepside yapılmış içli köfte olan sac oruğundan, kazbaşı kebaba, makbuleden etli aşura kadar yöreye özgü bütün yemekler var
Anadolu en albenili günlerini yaşıyor. Yılın büyük bölümünü gri-kahverengi tonlarda geçiren bozkırlar, şimdi yemyeşil. Yenilebilir otlarımız, lezzetli meyvelerimiz dinlendikleri uzun kış aylarının ardından ortaya çıktılar. İmkânları elverenler Türkiye”nin güzelliklerini yaşamak için yollarda. Uçaklar ülkenin dört bir yanına dolu gidip dolu gelirken, doğal ve tarihi güzelliklere sahip kentlerde otelcilerin yüzü gülüyor. Geçen hafta sonu Anadolu”da baharı yaşamak ve kentin yemek kültürünü keşfetmek için bir dost grubuyla Antakya”daydım. Daha kalabalık gidecektik; ancak belli sayıda kişi için, o da nisanın son haftasında yer bulabildik. Mayıs ayı boyunca bütün oteller doluydu. Antakya mutfağı, Anadolu mutfak kültürü içinde çok önemli bir konuma sahip. Arap, Ermeni, Roma, Osmanlı-Türk mutfaklarının bir sentezi bu. Yeryüzünde kırmızı buğday, bezelye, bakla ve nohut ilk kez burada yetişmiş. Dolayısıyla bugün bile bu tarım ürünlerinden yapılmış sayısız özgün yemek var bölgede. Ancak süt ürünlerini, özellikle bu yörenin ünlü tuzlu yoğurduyla yöreye özgü künefe tatlısında kullanılan tuzsuz Antakya peynirini de unutmamak gerek. Et yemekleri, Alevi halkın daha az yağlı, Sünnilerin yağlı tercih ettikleri envai çeşit kebaplar, içli köfteler ise başlı başına bir âlem. Bunlara ek olarak ekşisi bol sebze yemekleri, taze ceviz tatlısı ve künefesiyle bir derya, Antakya mutfağı. Burada yeni açılmış Sveyka adlı restoranı sizlere tanıtmak istiyorum bu hafta. Şehrin Romalılardan bu yana hiç değişmemiş Kurtuluş Caddesi üzerinde, tarihi havranın hemen yanı başında uzun yıllar ev olarak kullanılmış taş bina, uzun bir restorasyon çalışmasının ardından, bundan beş ay önce restoran olarak hizmete girmiş. Giriş katında birkaç masa ve mutfak yer alıyor. Merdivenden üst kata çıktığınızda, önünüzde geniş ve ferah bir salon uzanıyor. Restoranın sahibi 35 yıl Almanya”da restoran ve bar işletmeciliği yaptıktan sonra yerel yemekleri özgün lezzetleriyle sunmak üzere memleketine dönmüş İbrahim Elmas adlı bir Antakyalı. İlk okuduğumuzda bir Slav dilinden alınmış olduğunu tahmin ettiğimiz restoranın adı, Sveyka, meğer Arapça “küçük çarşı” anlamına geliyormuş. Kurtuluş Caddesi ve civarı sayısız dükkânın yer aldığı uçsuz bucaksız bir çarşı, restoran da bir esnaf lokantası.
TEPSİDE İÇLİ KÖFTE
Yemek listesi 16 sayfalık küçük bir kitapçık gibi. Öğlen mönüsünde tam 47 çeşit yemek saydım. Ancak her gün bunların hepsi pişirilmiyor, içlerinden her gün 10 kadarı yapılıyormuş. Öğlen mönüsünde dalyan köfte, islim kebabı gibi Türk yemeklerinin yanı sıra maklube, katıklı börek, kaytaz böreği, etli aşur gibi Antakya”ya özgü spesiyaliteler de var. Yemeklerin fiyatlarına göz attığımızda, içimizden İstanbul”u terk edip Antakya”ya yerleşmek geldi. Çorbalar 2.5 TL, öğlen mönüsündeki yemekler 4 ile 5 TL, en pahalı yemek olan incik 6 TL”ydi. Birkaç kişinin paylaşarak yiyebilecekleri büyüklükte Antakya”nın ünlü sac oruğu ise 10 TL olarak belirtilmişti. İçli köftenin tepside yapılmış biçimine “sac oruğu” deniyor. Soğuk mezeler ise humus, süzme yoğurt, cevizli biber ile başlıyor, “sürk” adı verilen çökelek peyniri, abugannuç, tarator, tahinli patlıcan ile devam ediyor ve bunların da porsiyonu 2.5 TL. Sveyka”da karabiberli ya da tereyağlı bonfile gibi dünya mutfağından yemekler de bulunduruluyor. Bunların da porsiyonu 13 TL. Daha doğrusu en pahalı yemek burada 13 TL. Kebaplar daha ucuz. Örneğin Adana, Urfa, Beyti kebaplar 6, Antakya”ya özgü, kazın başı büyüklüğündeki parça etlerden dolayı kazbaşı kebap adı verilen ızgara et ve Halep kebabı 7 TL. Antakya mutfağında fırın yemekleri de önemli yer tutuyor. Sveyka”da fırında yapılmış kâğıt kebabı, tepsi kebabı 5 TL”ye fiyatlandırılmış. Lahmacunun tanesi ise 1.5 TL. 70″lik Tekirdağ rakının 40, Burgaz”ın 33 TL”ye açıldığı restoranda en pahalı yerli şarap 32 TL ile Kavaklıdere Angora. Genellikle restoran tanıtımlarında fiyatlara bu kadar yer vermem. Ama Antakya fiyatlarını görünce, sizlerle paylaşmak istedim. Bize önden tahinli patlıcan, taze peynirli zahter salatası, zeytin salatası, humus, kitte turşusu, dövme kırmızı biber ve biber salçası ile yapılan ve “zengin” adı verilen bir ezme, ardından “sıraysir” olarak adlandırdıkları kalın bulgurla yapılmış soğuk yoğurt çorbası servis edildi. Bilmeyenler için; bölgede taze dağ kekiğinin adı zahter, acur ise kitte. Ara sıcaklarda ıspanak kavurması ile hazırlanan ve “ıspanaklı ekmek” olarak adlandırılan ince bir tür börek ile oruk denen içli köftenin küçük tepsilere açılarak yapılmışı ortaya geldi. Sıcak yemek olarak da az etle yapılmış baharatlı bir tür iç pilavın hafif kızartılan patlıcan dilimlerine bohça gibi sarıldıktan sonra güveçte pişirilmiş biçimi olan “maklube” sunuldu. Maklube, Arapça ters çevrilmiş, döndürülmüş anlamına geliyormuş. Bu muhteşem Antakya ziyafetini üzeri dövülmüş fıstıkla süslü harika peynirli künefe noktaladı. Kuşkusuz bu kentte iyi yemek yiyebileceğiniz birçok restoran var. Ancak çok iyi restore edilmiş tarihi bir binanın içinde yer alan Sveyka, gerek temizliği gerekse yemeklerinin lezzetiyle Antakya”ya yolu düşenler için önerilebilecek iyi bir restoran.
Beğendiklerim:
Mekân çok hoş restore edilmiş, restoran temiz, yemekler lezzetli. Özellikle yöreye ait yemekleri gerçekten başarılı. Mönüde bir bölüm de burada servis edilen purolara ayrılmış. Fiyatlar ise İstanbul ile kıyaslanamayacak kadar uygun.
Beğenmediklerim:
Doğrusunu isterseniz bu kadar lezzetli yemekleri böylesine hoş bir ortamda bu fiyatlara yedikten sonra eleştirecek bir taraf aramak abes. Kısacası Antakya”ya gidecek olursanız, buraya uğramalısınız.
Mutfak ****
Servis ****
Ambians ****
Kaynak:Sabah