Türk Toraks Derneği Astım ve Alerji Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. İpek Kıvılcım Oğuzülgen, Türkiyede astımın görülme sıklığının, yaşam ve çevre koşullarının değişmesine bağlı olarak giderek arttığını söyledi.
Oğuzülgen, Dünya Astım Günü dolayısıyla, yaptığı açıklamada, kronik bir solunum yolu hastalığı olan tekrarlayan nefes darlığı, hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük yakınmaları ile kendini gösteren astımın, bütün dünyada 300 milyon kadar insanı etkilediğinin tahmin edildiğini belirtti.
Türkiyede yaklaşık her 7-8 çocuktan ve 12-13 erişkinden birinin astım hastası olduğunu ifade eden Oğuzülgen, dünyada astımdan kaynaklanan ölümlerin sayısının yıllık 250 bin kişi olduğunun tahmin edildiğini anlatarak, şu bilgileri verdi:
Türkiyede astımın görülme sıklığı, yaşam ve çevre koşullarının değişmesine bağlı olarak giderek artmaktadır. Hastalığın kronik ve değişken özelliği, astım hastalarının yakınmalara alışmasına neden olabilmektedir. Yakınmasız kalabileceklerini bilmeyen ve bunu talep etmeyen hastalar, hekime başvuruda geç kalmakta ve hastalıkları ilerleyebilmektedir. Oysa uygun tedavi ile hastalık kontrol altına alınabilmektedir.
Oğuzülgen, astımlı bir hasta için kontrol altında olmanın; gündüz astım yakınması bulunmaması, gece astım nedeni ile uyanmama, hastalığı tedavi eden ve kontrol altında tutan ilaçları kullanırken ayrıca hızlı etkili nefes açıcı ilaçlara gereksinimin olmaması, nefes ölçümlerinin normal düzeyde olması, günlük işlerin engellenmeden yapılabilmesi anlamına geldiğini kaydetti.
YÜZDE 10U SİGARA İÇİYOR
Dünyada ve Türkiyede astım hastalığının tedavisiyle ilgili gereken her türlü ilacın bulunduğunu anlatan Oğuzülgen, şunları dile getirdi:
Çabalarla ülkemizde ve dünyada astımı tamamen kontrol altında olan hasta sayısı artmaktadır, ancak halen istenen düzeyde değildir. Güncel verilere göre ülkemizde üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına başvuran astımlılarda dahi tam kontrol oranı yüzde 22 bulunmuştur. Astım hastalarının dörtte biri, son bir yılda astım krizi nedeniyle acil servise başvurmaktadır. Yüzde 5i ise astım nedeniyle hastanede yatarak tedavi görmüştür. Astım kontrolünü güçleştiren etkenler arasında ilaçların doğru ve düzenli kullanılmaması dışında, sigara dumanı gibi tetikleyicilere maruz kalmak ve obezite sayılabilir. Ülkemizde astımlı hastaların yüzde 10undan fazlası hala sigara içmekte olduğu ve yüzde 30-40nın obez olduğu gösterilmiş ve bu olguların astım kontrolünün daha kötü olduğu bildirilmiştir.
Astım için Küresel Girişim (GINA-www.ginasthma.org) ile işbirliği içinde sürdürülen Dünya Astım Günü aktiviteleri ve bu konudaki diğer çabalarla, önümüzdeki 5 yılda astıma bağlı hastanede yatışlarının yüzde 50 azaltılmasına yönelik bir kampanya başlatıldığını anlatan Oğuzülgen, bu amaca ulaşmak için astım hastalığının önemi ve hastalığın kontrol kavramı konusunda farkındalık oluşturulmaya çalışıldığını ifade etti.
Erişkinlerde iş gücü, çocuklarda okul devamlılığında azalmaya neden olan bu hastalık için başta hastalar olmak üzere hasta yakınları, sağlık personeli ve eczacıların bilgilendirmesinin önem kazandığını vurgulayan Oğuzülgen, Türk Toraks Derneğinin son yıllarda bütün bu sayılan gruplar için Türkiyenin bir çok ilinde bir çok toplantı düzenlediğini ve her bir grup için ayrı eğitim kitapları ve slayt setleri hazırladığını aktardı.
Oğuzülgen, bu yıl Dünya Astım Gününde, dünyada ve Türkiyede geçen yılda olduğu gibi Astımınızı kontrol edebilirsiniz ana temasının işlenmeye devam edileceğini sözlerine ekledi.
Habertürk