Bilim, hormonların gizemli dünyasını deşifre edince, aşkın kodları da çözüldü ama yine de kuşaklar değiştikçe aşkın kimyası, fiziği, metafiziği tartışılmaya devam edecek. ODTÜ Kimya Mühendisliği mezunu, kimyager ve ‘Aşkın Kimyası’ adlı kitabın yazarı Savaş Koç’la aşkı, sevgiyi, hormonları ve âşık olmak için beslenmeyi konuştuk.
Bilim, aşkın kimyasını çözdü ama bir de sizden dinleyelim, nasıl merak sardınız bu işlere?
Benim konum, insan âşık olduğunda metabolizmasında meydana gelen değişimler. Kimyagerim ama kendime simyager diyorum. Gördüğümüz makro bir âlem var bir de göremediğimiz mikro âlem. Mevlana der ki “kapat gözünü, görmüyorsun diye, dünya yok mu?” Göremediğimiz çok şey var ve bunlar gördüklerimizin milyar katı. Biz evrenin yüzde 70’ini göremiyoruz, yüzde 25’i de kara delik dediğimiz, ne olduğunu anlayamadığımız her şeyi yutan enerji çukuru. Beynimizin yüzde 3’ünü kullandığımız gibi her şeyin yüzde 3’ünü görebiliyoruz. Mevlana “insan kainatın bir özeti” diyor, gerçekten de öyle. Âşık olduğunda, evlendiğinde insanın kimyasında neler değişiyor, bir siyasi partiye lider olunca neler değişiyor, bunları inceliyorum. Elbette bilinmeyen şeyler değil ama ben bunları kendi bilgilerimle birleştirip, insanların bilgisine sunuyorum.
DOPAMİN FIRTINASI
Âşık olunca neler değişiyor bizde?
Mesela yıldırım aşkı vardır, birdenbire görür ve tutulursunuz. Sık olmaz ama olunca tam olur. Ruh ikizi ya da bir elmanın yarısı dediğiniz kişiyle karşılaşmanız gerekir yıldırım aşkı için. Ancak bazı şartları oluşturarak ruh ikiziniz olacak kişileri kendinize çekebilirsiniz. Yani isterseniz âşık olabilirsiniz. Hormonlarınızı bilip metabolizmanızı ona göre yönlendirirseniz, beslenmenizi ayarlarsanız âşık olabilirsiniz. Beslenme önemli. Âşık olmak için sağlıklı bir vücut gerekir. Tabii aşk aynı zamanda obsesif kompülsif bozukluk; insan aşkın ikinci, üçüncü aşamasında sağlıksızlaşır ama o başka konu. Yıldırım aşkında beyinde bir dopamin fırtınası oluşur. İnsanı uçurur, kaçırır. Bir de ‘feniletilamin’ denen, aşk molekülü oluşur. Âşıksanız, sevdiğiniz kişiyle göz göze geldiğinizde minimum 30 saniyeden 2 dakikaya kadar gözlerinizi ondan ayıramazsınız. Bu bir ölçüdür. Yani eğer birine 2 dakika kilitlendiyseniz o iş oldu demektir.
Neden A’yı değil de B’yi seviyoruz?
Kadın, erkeğin terine âşık olur. Salgıladığı kokuya, terindeki feromona tutulur. Âşık olan gribe daha az yakalanır, bağışıklık sistemi güçlenir, stresi azalır. Tüm hücreleriniz hormonlar içinde yoğrulur ama karşıdan yanıt gelmezse yıkıntıya neden olur. Hormonları bilirseniz duyguları kontrol altına alabilirsiniz. Mesela âşık olduğunuz kişiyi görünce kalbiniz çarpar, böbrek üstü bezleriniz çalışır, böbrek üstü bezlerinden ‘norefinedrin’ denen bir hormon salgılanır. Bu hormon bütün kalp damarlarını daraltır. Daraltınca kan daha hızlı akmak zorunda kalır. Bu, heyecan hormonudur. Kadınlardaki ‘oksitosin’ yani annelik hormonu, onların evlenmek için can atmalarının nedenidir. Bu olmasa, kadınlar ne evlenir ne anne olmak ister.
Evlenince neler oluyor?
Aşk hormonları salgılanmaya başladı… Bu iş 6 ayla 3 yıl arasında sürer. Hormonlar salgılanır salgılanır sonra vücut yorulur. Daha doğrusu alışır. Araya ayrılık girerse, diyelim erkek askere giderse, süre uzar ve 4 yıla çıkar. Aynen karnın doyması gibi insan aşka doyar. Bu süre sonunda evlilik de olabilir, ayrılık da. Eğer zorunlu bir evlilik olursa, o zaman ‘glutokortikoid’ denen stres hormonları salgılanmaya başlar, huzursuz, mutsuz, depresif bir aile yapısı olur. Huzurlu sevecen bir evlilikte ise ‘endorfin’ denilen, morfin türü hormonlar salgılanmaya başlar. Bu hormon, morfinden 500 kat güçlüdür. Bunlara marihuana reseptörü deriz, yani o denli etkilidir. Aşkta da, evlilikte de bu uyuşturucu hormonlar salgılanıyorsa, işler yolundadır, ama ‘kortizon’, ‘glutokortikoid’ gibi hormonlar salgılanıyorsa, huzursuzluk var demektir. Evliliklerde en önemli olay endorfini salgılatmaya çalışmaktır.
Kadın, erkeğin terine âşık oluyor dediniz, peki erkek kadının nesine âşık oluyor?
O da dişiyi terindeki feromonlardan seçer ama bir de kadındaki, anneliği, süt vermeyi salgılatan oksitosin hormonuna âşık olur. Yani güvene. Freud haklıdır; erkek, anne karnındaki güveni arar.
AŞK İÇİN YOĞURT YİYİN
Güvenilmez kadınlara daha çok âşık oluyorlar ama…
Aşkın gözü kördür, siz onu dış dünyada ‘güvenilmez’ görürsünüz ama bilinçaltında bir özellik vardır, onu çeker. Muayyen günlerinde kadınlar erkekleşir, testosteron artar, o dönemde erkekte de oksitosin artar. Kadın ve erkek birbirlerine daha yakın olur. Erkek, kadına yaklaşır ama farkına varmaz. Bir erkek bir kadını seçeceği zaman, o kadının muayyen günlerinde olmamasına dikkat etmelidir. Çünkü birbirlerine yakınlarsa bu hormon alışverişiyle yanlış karar verir.
Demin ‘istersek âşık olabiliriz’ dediniz, âşık olmak isteyen ne yapmalı peki?
Âşık olmak isteyen kişi sağlığına kesinlikle çok dikkat etmeli. Sentetik yiyecekler yememeli, doğal yollardan beslenmeye çalışmalı. Şekerden uzak durmalı. Çünkü şeker bizde birçok enzimin oluşumunu engeller, damarlarda birikime neden olur, kanser hücrelerini oluşturur. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeliyiz. Protein açısından da iyi beslenmek gerekir. Karbonhidratların salgılattığı mutluluk seviyelerine de aldanmamak gerekiyor. Çünkü aşkta, bir başka mutluluk hormonu olan serotonin seviyesi bir çıkar bir iner. Yani âşıkken bir ağlar bir gülersiniz. Diğer hormonlar ise yükselen grafik çizer. Mesela âşık olmak için yoğurt yemek lazım, fazla tuz da kullanmamalı.
3 yıl sonra aşk hormonu int(11)iyorsa uzun evlilikleri nasıl sürdürecek insanlar?
Aşk evlendiğinde int(11)er, aşk kavuşmamakla ilgilidir. Kavuşamadığınız sürece âşıksın, kavuştuğunuz zaman ya endorfin hormonları salgılatır evliliğinizi sürdürürsün ya da stres hormonları salgılanır ve o iş int(11)er. Endorfin hormonu sevgi, güven, kucaklaşma getirir. Evlilikte iyimser olmak gerekir. Erkeğin gözünün dışarıda olmasına neden olan ‘vazopresin’ hormonlarını salgılatmamak lazım. Erkeğin cinsel ihtiyaçlarını karşılayacaksınız. Claudia Cardinale der ki “kocam sarışınlardan hoşlanıyordu, ben de saçlarımı sarıya boyattım”. Bu kadar basittir. Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer söz doğru. Sevdiği yemeği önüne süsleyerek verirsiniz, o endorfin salgılatır.
Aşk, ruh hali ve beslenme
Yalnızsınız ve rahatlamak istiyorsunuz; domates, biber, patlıcan, patates, yumurta ve karnabahar yiyebilirsiniz.
Hiçbir şeyden memnun olmuyorsanız; yapacağınız bol soğan ve pırasa yemek.
Evhamlı iseniz marul ve mercimek; çok çalışıyorsanız bezelye; sinirli ve saldırgansanız ceviz, badem; kafanız karışıksa nane yiyebilirsiniz.
Pirinç ve şeker melankolik yapar.
Aşk yoksa, aşka yelken açmak için çikolata yemeli.
Kereviz, düş kırıklığında havuç ile birlikte en önem verilen yiyecektir.
K. AYCAN SAROĞLU-AKŞAM