VİP Turizm, Ürdün’ü destinasyonları arasına katan tur operatörleri arasında yer alıyor. Şirket bu ilginç ülkeyi, ‘Petra’dan Akabe’ye başlıklı bir VIP Luxury gezisi gerçekleştirdikten sonra hemen programlarına almış. Program dahilinde 2 saatlik uçuşun ardından varılan başkent Amman, Ölü Deniz, Petra Antik Şehri ve Wadi-Rum Çölü yer alıyor.
Ekonomisi büyük ölçüde turizme dayanan ülkenin görülmesi gereken en önemli şehirlerinden biri, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Petra Antik Şehri… Petra, ‘Indiana Jones’ filminin seti olduktan sonra dünyada daha bilinir hale gelmiş. Bir zamanlar Osmanlı egemenliği altında bulunan şehir, Nabatilere, Romalılara ve daha sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış. 2000 yıllık bu antik şehir bozulmadan günümüze kadar gelmiş. Ancak henüz yüzde 5-10’luk bölümünün kazılmış olduğu, şehrin büyük bölümünün halen toprak altında olduğu söyleniyor.
M.Ö. 250 yılından M.S. 64 yılına, Roma İmparatorluğu Suriye ve Filistin’i fethedene kadar olan yaklaşık 300 yıllık dönemde, bu topraklarda önemli bir bölgesel güç olan Nabatilerin başkenti olan Petra, kayalardan oyularak yapılmış bir şehir. Evleri, tapınakları, tiyatroları, su yolları, kolay şekillendirmeye müsait kireç taşından oluşan kayalar oyularak inşa edilmiş. Burayı hakkıyla gezmek isteyenler ise 3-4 günlerini antik şehre ayırmak zorundalar.
YENİ SHARM EL SHEİK<
Ürdün turunun bir başka gözde destinasyonu ise Akabe. Akabe’nin bir yanı sonsuz çöle, diğer yanı Kızıldeniz’in serin mavi sularına bakıyor. Dalış imkanları ile ünlü Akabe; Mısır Sharm el Sheik’e alternatif olarak gözleri yeni yeni üzerine çevirmeye başlamış. 26 kilometre sahil şeridi bulunan Ürdün’ün Kızıldeniz’e açılan bu liman şehrindeki tarihi Akabe Kalesi, 14’üncü yüzyılda Memluk Sultanı Qansah al-Ghouri tarafından yaptırılmış, Osmanlılar tarafından kullanılıp günümüze kadar korunmuş. Kızıldeniz’in mavi sularında güneş ve kumun mükemmel uyumu ile Akabe, dalgıçların da tercih ettiği bir bölge.
Ürdün’e gitmişken dünyaca ünlü çölü Wadi-Rum’u da gezmeden olmaz. Burası Arap bedevilerinin yaşadığı kırmızı kum tepeleri ile dünyanın en güzel çöllerinden biri. Kamyonet tipi jeep’lerle çölün derinliklerine 2 saatlik bir gezi sırasında kum tepelerine, gün batımının kızıllığına şahit olabilirsiniz.
Ürdün gezisinin son durağı, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan başkent Amman. Eski Amman Tepesi’nin doğu kısmında, Roma ve Bizans dönemlerine kadar uzanan Citadel Tepesi, Roma tiyatrosu, Ürdün’e özgü siyah-beyaz dama deseniyle kaplı Abu Derviş Camii görülmeye değer yerler arasında. Ancak Amman’ın tamamen eski bir şehir olduğunu düşünmek yanlış. Çünkü bu kozmopolit şehirde eskiyi de yeniyi de bir arada bulmak mümkün. Osmanlı döneminde demiryolu hattının Amman’dan geçmesi nedeniyle hareketli bir pazara dönüşmüş olan şehirde modern binalar ve oteller, restoranlar, galeriler ve butiklerin yanı sıra geleneksel renkli pazar yeri eski Souk ve Kral Hüseyin Müzesi’nin de içinde bulunduğu eski çarşı alanı mevcut. Otantik takılar ve hediyelik eşya satan dükkanlar ise Ürdün’den hatıra almak isteyenlere sesleniyor.
Üstelik Ürdün’e gitmek için önceden vize almanız da gerekmiyor! Vizeler Ürdün’de havaalanında veriliyor.
Akşam