Sinema, sorunların sanatıdır. Kafanızda bir sorun, bir dert, sizi rahatsız eden bir şeyler varsa bunu bir şekilde sanatla ifade etmek istersiniz. Yani özet olarak kafasında bir sorunu olmayan mutlu birinin film yapma olasılığı yok denecek kadar azdır. Bunun ışığında film yapmanın 20li yaşlara kadar gerilemesi, sanat adına sevindirici olmakla birlikte dünyanın ekseni etrafında dönüşü için endişe vericidir! Annemi Öldürdüm (I Killed My Mother), Quebecli sinemacı Xavier Dolanın ilk filmi. Henüz 20 yaşında bu filmi gerçekleştiren genç sinemacı, otobiyografik olduğu her halinden belli bir yapımla içini kameraya kusuyor. 17 yaşındaki kahramanı Hubert ergenlik sorunları yaşayan bir gay. Uzun zaman önce evi terk etmiş bir baba, orta yaş sendromu ile yüz yüze bir anne, biraz daha tuhaf biçimde gelişen öğretmen sevgisi… Karakter açısından zengin olmasa bile Xavier Dolan (Hubert) konuşup içini döküyor… Küçük Prens naifliğiyle Pink Floyd The Wall albümü sertliğinde gidip gelen bir opera Dolanınki… Çocukluğumuza ilk satırlardaki ebeveyn eleştirisiyle damgasını vuran Antoine de Saint Exuperyden Roger Watersın sisteme başkaldırısına kadar uzanıyor. Söylenmek istenen şey aynı. Çağdaş insan kendi duvarını içten örerken ebeveynler kimi zaman sevgileri kimi zaman dengeleyemedikleri saklı nefretleriyle çocuklarının ördükleri kulelere yardım ederler. Ta ki son tuğlanın duvara yerleşmesine kadar… KAÇ ANNE-BABA KENDİ 17 YAŞINI HATIRLAR? Dolanın filmi Annemi Öldürdümün en büyük başarısı, hayatta karşılık bulması şüphesiz. Ergenlik çağına gelen çocuk, anne yönünden çoğu zaman hiçbir destek görmez. Ergen kıyaslama yoluyla eleştirilir. Tıpkı filmde olduğu gibi, hangi anne şu yaptığımı yapar türü bir serzeniş hakimdir. Her aile çocuğunun başarısı için çaba gösterdiğini düşünmekle birlikte fedakarlık açısından rakip tanımaz. Oysa muhtemelen 17 yaşın istekleri farklıdır ve genelde hiçbir anne-baba gerçekten kendi 17sini hakkını vererek anımsamaz! Tabii tıpkı Dolanın filminde olduğu gibi babanın ortalıkta görünmediği ortamlar şüphesiz anne için daha zor ve dengesiz geçecektir. Bir gün önce verdiği sözü Alzheimer şüphelisi kadar ciddi biçimde unutan, oğlunun zevklerine olduğu kadar acılarına da duyarsız bir dolu anne var. Derste öğretmenine annem öldü diyecek kadar çok çocuk da… Filmin kahramanı Hubert, annesinin kendi annesi olmayacağını düşünecek kadar aşk ve nefreti birlikte beslemiştir. Bu tarz, elbette muhafazakar görüş açısıyla en yükseğe asılır farkındayız. Cennet anaların ayakları altındadır sloganına pek uymuyor. Ama iletişim cidden zor bir dal. Hatta sinemadan zor olduğunu bile söyleyebiliriz. Dolanın sinemasını kolay kabullenmesem, ne kadar içten şüphelerim olsa da, yansıttıklarının gerçeğin aynası olduğunu söyleyebilirim. 20 yaşında bir yönetmenin şimdilik biraz içsel manifestosu. Cannes Film Festivalinde çok konuşulup kolay benimsenen Dolanın yeni filmini özlem ve heyecanla bekliyoruz. Tüm ergen çocuklardan orta yaş sendromlu annelere bir mesaj gönderiyor Annemi Öldürdüm… Bir örnek yapmaya çalıştıkları çocuklarının iyiliği için duvara tuğla ekleyen tüm ebeveynlere uyar bu film. Keşke duvar bu kadar yüksek olmasaydı. BORSA: PARA ASLA UYUMAZ Wall Street piyasası, ekonomi dünyası ve bu dünyanın insanları arasındaki ilişkiler üzerinden giden film, her anlamda paraya dair olmakla beraber, bu mükemmel refah ve güç kulübüne girmek isteyenlerin neler yapabileceğinin hikayesini anlatıyor. Bir yandan da kızıyla bağını yitirmiş çaresiz bir adamın bu iletişimi yeniden sağlamaya çalışmasının hikayesini gözler önüne seriyor. Oliver Stoneun yönettiği Borsa: Para Asla Uyumazda (Wall Street: Money Never Sleeps) Shia LaBeouf, Michael Douglas, Carey Mulligan ile Susan Sarandon oynuyor. KARDEŞİMDEN SONRA Büyük övgüler toplayan bir romandan yola çıkan Kardeşimden Sonra (Charlie St. Cloud) , Zac Efronun (17 Yeniden, Saç Spreyi) dünyayı benzersiz şekilde görmesini sağlayan bir kazadan sağ kurtulmuş küçük kasaba kahramanı olarak başrolde oynadığı bir romantik dram filmi. Bu duygusallık dolu öyküde, bir yandan hayatının amacını ve aşkın dönüştürücü gücünü keşfederken, diğer yandan geçmişini kucakladığı romantik bir yolculuğa çıkıyor. Burr Steersin yönettiği Kardeşimden Sonrada Zac Efron, Charlie Tahan, Amanda Crew ile Augustus Prew oynuyor. ÜÇ HARFLİLER: MARİD Ayla ile kocası Serkan mutlu bir çifttir. Ayla, 11 yaşında öteki alemden gelen bir varlığın musallat olması ile kabus dolu bir üç gün yaşamıştır. En önemli koruyucusu olan muskasını gün kaybettiği için kendini korumasız ve çaresiz hissetmektedir. Arkın Aktaçın yönettiği ve Gülseven Yılmaz, Özgür Özberk, Ufuk Aşar ile Serap Üstünün oynadığı Üç Harfliler: Marid haftanın tek yerli yapımı… BARIŞ BARDAKÇI/AKŞAM
Previous ArticleSezonun izlemeye değer en iyi 10 filmi
Next Article Mahpeyker Kösem Sultan filmi vizyona giriyor
Bülent AYDIN
2005 yılında kurulan Etkin Patent ve ensonmoda.com kurucusu olup, 17 yıldır Yurtiçi/Yurtdışı şahıs ve şirketlere marka, patent, tasarım başvuru, tescil ve danışmanlık hizmetleri vermesinin yanı sıra ensonmoda.com, enyenimoda.com vb. moda bloglarında yöneticilik yapmaktadır. Ayrıca, marka şehir proje kapsamında patent, web tasarım, emlak, OSGB hizmet alanlarında, kendisi ve sahibi olduğu Etkin Patent nam ve hesabına 2014 yılında 210 adet yeni marka geliştirmiş ve bu markaların her birine özel hazırlanmış web sayfaları ve sosyal medya hesaplarıyla halen aktif olarak hizmet vermektedir.