Leyla”ya duyduğu efsanevi aşkla çöllere düşen Mecnun; Şirin”in sevdası uğruna dağları delen Ferhat… Gözü âşık olduklarından başkasını görmeyenler… Her insanın dünyaya gelirken içinde olan “hayatta kalma savaşı” dürtüsü maalesef aşk söz konusu olunca silinir gider.Acı çekmeye, aşağılanmaya, gözyaşlarını akıtmaya, uykusuz geceler, yemeksiz günler geçirmeye karşı konulmaz bir şekilde kapılır… Bazen mutluluk ve huzur veren, bazen heyecanı artıran insanı hayatından koparabilen aşk, Nörolog Doç. Dr. Serdar Dağ”a göre beynin yaşadığı bir hastalık.Duyguların aşırıya kaçmasının büyük sakıncaları olabileceğini söyleyen Doç. Dr. Dağ, kısaca saplantı haline gelen düşünceler ve bu düşüncelerden çıkamama durumunun görüldüğü bu hastalığa “opsesif kompulsif nöroz” adını verdiklerini söylüyor. Takıntı haline gelen aşklarda insanların karşı cinsle birlikte olabilmek için her şeyi yapabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Dağ, masallara, destanlara konu olmuş aşkları örnek gösteriyor.Ferhat ile Şirin”in, Leyla ile Mecnun”un, Aslı ile Kerem”in hikayelerindeki tutkulu “gözü aşkından başka bir şey görmeme” halinin aslında hastalık işareti olduğunu belirten Doç. Dr. Dağ, “Bugün yaşasalardı tıp onları tedavi edebilirdi. Aşk takıntısı ilaçla veya ilaçla beraber psikoterapi ile tedavi edilebilir” diyor.
Aşk nedir?Aşk, insanı mutlu ve huzurlu yapan, heyecan veren, beyni zinde tutan bir duygudur. Dişinin veya erkeğin birbirini beğenmesiyle beyinde feniletilamin denen aşk hormonu salgılanır. Bu maddenin etkisinde kalan kişide heyecan doruğa ulaşır. Hep karşı taraf düşünülür, düşündükçe kalp atışları hızlanır, yüzde kızarma, soluk alıp vermede derinleşme, iştah azalması, mutluluk, yerinde duramama, uykusuzluk gibi belirtiler oluşur.
Aşkın merkezi kalp midir?Beyinde başlar beyinde int(11)er. Aşkın çift taraflı yaşanması ile duygular genellikle doruğa çıkar, fakat bir süre sonra mantıklı bir şekle gelir.TEK TARAFLI AŞK TEHLİKE YÜKLÜ
Aşk hastalığı nasıl anlaşılır?Duyguların aşırıya kaçması, kontrolün kayıp olması, hep karşı cinsi düşünme, günlük işleri önemsememe, kendini soyutlama, aşkın takıntıya dönüştüğünü gösterir. Bu bir hastalıktır. Adı da opsesif kompulsif nörozdur. Kısaca bu saplantı haline gelen düşünceler ve bu düşüncelerden çıkamama halidir.
Her âşık olanda hastalık riski var mıdır?Aşk tek taraflı olursa takıntıya dönüşme olasılığı yüksektir. Tabi ki bu durumda karakter özelliğinin de önemi büyüktür. Eğer kişinin karakteri her olayı kendine dert eden özellikteyse, aşkları dert haline dönüşebilir. Kavuşulan aşklarda beyinde salgılanan ve yoğun duygulara sebep olan madde yavaş yavaş etkisini yitirir ve hayat normale döner. Kavuşulamayan durumlarda aşk hormonu hep yüksek kalır. Bu hormonun etkisinde kalan kişide takıntı olma ihtimali çok fazladır.
Ünlü aşk hikayelerinin kahramanları da hasta mıydı?Tarihte adı geçen, Ferhat ile Şirin”in, Leyla ile Mecnun”un aşkı ilahi bir duygu yoğunluğundan çok takıntı haline gelmiş ve ilerlemiş bir obsesif kompulsif nöroz hastalığıdır. Hayatları bu hastalıktan dolayı mahvolmuş ve yaşam kaliteleri düşmüştür. Bu zavallılar tedavi edilseydi belki adları tarihe geçmeyecekti ama kaliteli bir yaşam süreceklerdi.AŞK VE MÜZİK BEYNİ ETKİLERİçinde aşk, ayrılık acısı kavuşamama gibi duyguların geçmediği müzik türü hemen hemen yoktur. İnsan yaşadığı duyguları ifade etmek ve bunun diğer kişilerle paylaşma ihtiyacı duyduğu için hislerini ritme adapte etmiş ve ortaya müzik çıkmıştır.
Müziğin aşka etkisi var mıdır?Müziğin beyne olan etkisi bugün yurtdışında birçok ciddi üniversitede kanıtlanmıştır. Ritimlerin duygulara etkisini hepimiz biliriz. Müzik beyne yaptığı etkiyle kişiyi kederlendirir, sevindirir, düşündürür. Tüm bu müzik türlerinin hemen hemen çoğunun ana konusu aşktır. İnsanı hüzünlendirecek müzikler dinlemek, aşkın etkisini arttırır, takıntıya dönüştürebilir.
Aşk hastalığı tedavi edilir mi?Aşk mantık çerçevesinde yaşanırsa yüce bir duygudur. Saplantı haline dönüşürse kişinin tüm yaşamını alt üst eder, ruh yapısını bozar ve doğru düşünmesini engeller. Sevgiliye ulaşmak tek hedef haline gelir. Bunun için her yol denenir ve hayatın diğer işleri önemsenmez. Bu durum tedaviyi gerektirir.
Nasıl bir tedavi uyguluyorsunuz?Biraz önce bahsettiğim gibi genellikle bir kişinin karakter yapısı ve yaşanan duyguların yoğunluğu tedaviye yön verir. Bana göre kontrol altına alınamayan duygular sadece terapiyle düzelmez mutlaka hekim kontrolünde ilaç tedavisine başlanmalı gerekirse psikoterapi yapılmalıdır.Nelerden vazgeçebilirsiniz?Nietzsche köleleştiren tutku için şöyle der: Sahip olduğuna dair daha ince kanıtlar ister kişi. Bize verdikleri değil, aynı zamanda bizim için nelerden vazgeçebildiğini görme arzusudur. Dolayısıyla köleleştiren aşk aynı zamanda tüketen bir aşktır da.Akşam
Bugün olsaydı Mecnun’u da Ferhat’ı da tedavi ederdim
Previous ArticleVücudunuzun her zaman 25 yaşında kalmasına ne dersiniz?
Bülent AYDIN
2005 yılında kurulan Etkin Patent ve ensonmoda.com kurucusu olup, 17 yıldır Yurtiçi/Yurtdışı şahıs ve şirketlere marka, patent, tasarım başvuru, tescil ve danışmanlık hizmetleri vermesinin yanı sıra ensonmoda.com, enyenimoda.com vb. moda bloglarında yöneticilik yapmaktadır. Ayrıca, marka şehir proje kapsamında patent, web tasarım, emlak, OSGB hizmet alanlarında, kendisi ve sahibi olduğu Etkin Patent nam ve hesabına 2014 yılında 210 adet yeni marka geliştirmiş ve bu markaların her birine özel hazırlanmış web sayfaları ve sosyal medya hesaplarıyla halen aktif olarak hizmet vermektedir.