Küba bir mucize. Hayalleri süsleyen salsa, mojito, puro için değil, 49 yıldır tüm zorluklara rağmen ayakta kaldığı için bir mucize. Küba bugün kılık değiştirip, gelecekte çıkacağı sahneye hazırlanıyor. Biz de dünyanın merak ve ilgi odağı olan bu adaya çıkıp, Kübadaki değişimi yerinde izledik..
Disfrazarse, İspanyolca bir kelime. Kılık değiştirmek anlamına geliyor. Kendine çeki düzen vermek, değişmek manasında; saklamak, gizlemek anlamında da kullanılıyor. Tabii bunlar sözlükte kalan şeyler. Oysa hayat ne sözlüklerden ibaret, ne de yalnızca sözcüklerle açıklanabilir. Disfrazarse sözcüğü Havanayı ve de Kübayı anlatmaya yeter mi? Kısmen yeter… Yeter bölümünden başlayalım: Paristeki Charles De Gaule Havaalanında sigara içmek yasak, transit geçiş yapanların dahi 125 gramlık diş macunlarına el konuluyor, parfümün kutusunu görmeleri dahi yeterli. Tabii üst kattaki parfümerilerden alma ihtimaliniz olan şeylerden bahseden yok. Havanadaki Jose Marti Havaalanına iniş yapıyoruz. Tropik sıcaklık, yağmur, sürekli konuşan insanlar… Ama yine de farklı bir şey var. Büyük bir LCD televizyondan uçuş bilgileri veriliyor. Yolcular arasında dolaşan köpekler, en yüksek makamdan görevlinin yanında dahi rahatsız olmadan çene çalmaya dalmış görevliler… Fark, sigara yasağı yazısı (prohibida fumar) ve o yazının altında hiçbir uyarıyla karşılaşmayan yolcularda. Bir sigara için kimseyi kırmaya değmez. Havana sokakları, ilk sezgimizi kuvvetlendiriyor. Otobüs duraklarında bekleşenler, otobüse binemeyenleri gidecekleri yerlere götüren özel arabalar, geniş otoban yerine daha fazla ağacın olduğu yollar ve duvarlarda insanları 1 Mayısta da devrimi savunmaya çağıran yazılar… Havanada yüzünüze çarpacak ilk şey, tropik sıcaklığın yanında insanların rahatlığı. Sezgiyle yetinemezdik tabii, devlete bağlı lüks otelin penceresinden plajlara da bakamazdık. Plajlara sırtımızı çevirip, Erkanla (Sevenler) birlikte sezgilerimizi güçlendirmek için yollara düştük.
ESKİ HAVANA
Havana temel olarak ikiye ayrılıyor: Devlet binaları, turistik mekânların da olduğu merkez (centro) ve kartpostallarda gördüğünüz eski Havana (Viejo Habana). Evlerin önünde bekleşen yaşlılar, alışverişten dönenler, beyzbol oynayan çocuklar, kapı aralıklarından bozma küçük kafeteryalar ve nereden geldiğini anlamadığınız, ama sizi içine çeken müzikler. Burada tanıştığımız Nicolas, bizi bir ev partisine çağrıyor. Yeğeni Ferrenin doğum günüymüş. Önce, Kübalıların Afrika kökenlerine saygı olarak Ferrenin sağlığına dua ve ardından reggeton. Reggeton, Kübalı gençlerin en çok dinlediği ve eşliğinde dans ettiği müzik. Nicolas, daha fazla rom almamız gerektiğini söylüyor. İstersek kuzeni Mirellele eğlenceli vakit geçirebilirmişiz. Rom iyi de… Eğlenceli vakit geçirmek ne demek? Aslında önceden idmanlıyız, Kübalı gençler kolay yoldan para kazanmanın yollarını keşfetmiş vaziyetteler. İspanyolca negocio kelimesi (iş manasında, ama burada fuhuş yapan anlamında kullanılıyor) Havanada sıkça tekrarlanıyor. Devlet, sorunu kabul etmekle birlikte polisiye önlemlerle sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getirmek istemiyor. Nicolas ve diğerleri araba almak için para biriktirmekle meşgul. Sürekli devriye gezen polis otoları, devletin varlığını hissettiriyor, Mirelle para vermeden alacağı dondurmanın peşinde. Küba, ince kırmızı bir hattan geçiyor. Tam da meseleleri anlamanın nereden baktığınızla ilgili olduğunu konuşurken, Rosa ve Mariellayla tanışıyoruz. Rosa, 58 yaşında. İki kızı var ama hiç evlenmemiş. Kadınların erken yaşta evlenmeleri de hiç evlenmemeleri de burada sosyal bir mesele. Rosa, Kübanın durumunun eskiye göre daha iyi olduğunu söylüyor ve Kübanın meselesinin ekonomik olduğunu belirtiyor. "Daha fazla üretim, daha iyi kazanç, Amerikan ablukasının kalkması," diye devam edip sosyal olarak Küba halkının sorunlarla baş edebileceğini vurguluyor… Rosa, Mariella ve yemek için evlerine davet ettikleri Vereira da aynı fikirde. Biz Kübalılar ne yer ne içer diye görmek için Rosanın evine gittiğimizde, Küba Devrimini neyin ayakta tuttuğunu da gördük. Eski bir müzik setinden eğlenceli müzikler yükselirken, Rosa, olanaklarının kısıtlı olmasına aldırmadan misafirlerine sofra hazırlıyordu.
KILIK DEĞİŞTİREN ÜLKE
Kübanın yakın tarihini 1959daki devrimle başlatırsanız, ikinci önemli tarih 1989 olmalı. Berlin Duvarı yıkılırken, aslında duvarın binlerce kilometre ötesinde de başka şeyler yıkılıyordu. Yıllarca Sovyetler Birliğinin desteğiyle, Amerikan ambargosuna karşı ayakta durmaya çalışan Küba, kaderini tayin etmek için başka yollara başvurmak durumunda kaldı. 1992de yol olarak turizm seçildi. 1972de Kanadalı ilk turist kafilesi gelmiş, ülke böylece önemli bir seyahat merkezi olmuş. Ama bunu çok da önemsememişler… Turizm, Küba için dışarıya açılmak, turizm Küba için kalkınmak, iş olanağı, rekabet demekti. Küba, iş ve kalkınmayı seçti. Bugün Havananın bütün binaları yabancı turizm şirketlerinden destek almadan restore edilmeye çalışılıyorsa, convertibile para icat edilmişse, bu Küba devletinin meseleleri yakından takip ettiğini gösteriyor. 1 dolar 0.80 Küba pesosu ediyor. Yabancılar kullanabiliyor, bir yabancı aynı parayla bir ekmek alabiliyorsa, aynı değerde paranın Kübalılar için daha fazla ekmek olduğunu Havanada yaşarken anlıyorsunuz. Tıpkı yakın zamanda Kübalıların cep telefonu sahibi olmasına, otellere giriş yapmalarına izin verilmesinde olduğu gibi. Cep telefonu aslında bir yıldır kullanılıyormuş; aradaki fark, Kübalıların hat satın alabilmelerine olanak tanınması. Çıkarılan yeni yasalarla, Kübalılar yabancıların kaldığı otellere girebiliyor, enerji üretiminin kısıtlı olması nedeniyle satın alınamayan mikrodalga fırınları alabiliyor. Diğer yandan, kontrollü olarak yabancı şirketlerin yatırımlarına olanak tanınması, (lüks otellerde Coca-Cola var, ama aynı kola sokakta Meksikadan kutulanmış olarak satılıyor) yetişmiş doktorların yurtdışında çalışma olanaklarının genişletilmesi (100 bine yakın doktor, gönüllü ya da ücretli olarak yurtdışında çalışıyor) Kübanın yeni yollar a