Öne Çıkanlar

    Spor Yaşamında Kadın Giyim

    1 Ağustos 2022

    Fırfırlı Elbiseler

    1 Ağustos 2022

    Kruvaze Elbise

    1 Ağustos 2022
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram YouTube
    Ensonmoda
    Abone Ol Giriş Yap
    • Moda Haberleri
    • Güzellik
    • Sağlık
    • Kültür Sanat
    • Aksesuar
    • Gezi
    • Gurme
    • Markalar
    Ensonmoda
    Anasayfa » Niçin kadın doğmak kadın olmak da, erkek doğmak adam olmak?
    Sağlık

    Niçin kadın doğmak kadın olmak da, erkek doğmak adam olmak?

    Bülent AYDINYazar Bülent AYDIN30 Haziran 2022Yorum yapılmamış5 Dakika Okuma
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Yazar-psikolog Esin Acıman, ‘Kadın Doğmak Kadın Olmak’ adlı kitabında, kadın doğmanın, kadın olmayı garantilemediğini, bunun için yaşanmışlık gerektiğini anlatıyor. Acıman ile kadın ve adam olmayı, kadın-erkek ilişkilerini konuştuk.Kadın doğmak, kadın olmayı garantilemiyor. Erkek doğmak da adam olmayı. Niye erkek değil de adam, birazdan değineceğim ama önce kadın olmak için de adam olmak için de biraz yaşanmışlık, yaşlanmak, mesela 40’lı yaşlara gelmek gerektiğini söyleyeyim. Ve şimdi ilki geçtiğimiz ay piyasaya çıkan, ikincisi Eylül’de yayınlanacak ikiz kitaplarında ‘Kadın Doğmak Kadın Olmak’ ve ‘Erkek Doğmak Adam Olmak’a değinen, kadın-erkek ilişkilerini yeni tanımlar öne sürerek anlamaya çalışan bir yazarla tanıştırayım sizi. Çocukluğundan beri deniz fenerlerine ilgi duyan ve onlar gibi olmak isteyen Esin Acıman, 40’lı yaşların sonuna yaklaşmış. Robert Kolej mezunu. Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü, Halide Edip Adıvar ödülüyle int(11)irmiş. Boğaziçi Üniversitesi’nde psikoloji eğitimi görmüş, yüksek lisans yapmış, yurtdışında mesleki workshoplara katılmış, hastanelerde, kendi kliniğinde psikolog/terapist olarak çalışmış, eğitim alanında yöneticilik yapmış. Şimdi yazıyor ve bundan böyle sadece yazmak, yılların birikimini paylaşmak istiyor. “Tek derdim büyümek ve büyütmek” diyen Acıman, niye deniz feneri olmak istediğini de şöyle açıklıyor: “Deniz feneri yalnızdır. Yalnızlık ille de insanı mutsuz eden bir olgu değil. Kalabalıklar içinde de yalnız olabilirsiniz. Deniz feneri olmak, denizin ortalarında bir yerde tek başına, güçlü, bir o kadar duygu dolu, evrene ışık verebilen, yol gösterebilen, etrafında ondan ışık alıp ona ışık yansıtan bir sürü gemiyle aslında hiç de yalnız olmayan, öte yandan kendi içinde hafif bir karanlığı olan, ancak kendi içindeki duruşuyla etrafına sıkıntı vermeden mutluluk ve ışık saçan bir bilge olmak demektir. Böyle olmak için çok büyük bir çaba sarf ediyorum.” NASIL KADIN OLUNUR?
    Niçin kadın doğmak kadın olmak da, erkek doğmak adam olmak? Kültür bağımlı bir kavram bu. Bizim kültürümüze bağlı olarak geliştirdim bunu. Kadın doğmanın kadın olmayı garantilemediğini düşünüyorum. Kadın olmak bir kavram, bir kimlik değil, edinilen bir şey. Ve açıkçası bunun 40’lı yaşlarda olduğu gibi bir duyguya kapıldım. Tabii yaş, göreceli bir kavram. Her 40 yaşına gelen kadın oldu veya 30 yaşında olmadı, demiyorum
    Olgunluğa bağlı…Yaşanmışlığa. Bazı kadınlar maalesef çok erken yaşanmışlıklara girebiliyorlar. Bazıları ise korumalı, güvenli, şemsiye altında bir yaşamda çok uzun yıllar çok az yaşanmışlıklarla ‘mutlu ve mesut’ yaşayabiliyorlar.
    Bu kadınlar kadın değil mi? Böyle bir iddiada bulunmuyorum. Sadece ve sadece hayata karşı yeterince donanımlı olmadıklarını düşünüyorum. Kadın olmanın yolunun biraz acı ve kederden geçmesi gerektiğini düşünüyorum.
    Mutlaka acı çekmek zorundayız yani!Bu kitaplarda acı, keder ve ayrılıklar var.
    Hayat çok güzel gidiyorsa olmuyor mu? Olmuyor. Acı ve keder görmeyen kadında empati duygusu daha zor gelişir. Empati gerçekten kendini karşıdakinin yerine koyup onun ayakkabılarıyla yürüyüp, onun gözlükleriyle dünyaya bakabilmek gibi çok özel bir yetenektir ve olgunluğun ilk şartıdır.
    Aşk acısı mı olmalı?Her şey olabilir. Dağlara yağan, yamaçlara düşen karlardan söz ediyoruz. Üç günlük bebeğinde sorun olduğunu öğrenmek ya da 22 yaşında çocuğunu uzaklara göndermek…
    Anne olmak başlı başına acı veriyor.Öyle. Kendi bedeninde misafirsin çünkü. Yaşamının amacı çocuğun oluyor. Ama asla anne olmamış, olmamayı seçmiş kadınlar “daha az kadındır” demiyorum.
    Mesela ben!Herkesin yaşanmışlıkları farklı boyuttadır. Ben feminist değilim ama kariyer yoluna girmiş, kadınsı kimliği ve bedeniyle, dolayısıyla ister istemez cinsel kimliğiyle erkeklerin dünyasında var olmaya çalışan ve beyniyle bir yer kapmaya çalışan, rekabet içerisine giren, her zaman fazladan bir çabayla eşit haklar elde etmeye çalışan kadınların yeterince kadın olduğunu düşünüyorum.
    Çok güzel ama neden ben feminist değilim, dediniz?Kadın hareketinin ciddi bir savunucusuyum. Toplumsal sosyal bağlamda kadının sosyal, hukuksal, finansla, siyasi her türlü eşitliğinin, doğduğum günden mücadelesini vermeye hazırım ama benim feminist tanımım psikolojik bağlamda, bilimsel bir tanım. Yani kadın ve erkeğin ruhsal eşitliğine, duygusal bağlamda hayata aynı çizgide baktıklarına, dolayısıyla yaşam duruşlarının ve beklentilerinin aynı olduğuna inanmam mümkün değil. Bir kadın ve erkeği incelerken, ‘önce insandır’ başlığı altında yola çıkamam. İnsandır ve eşittir, diyemem. Psikolojik olarak kadın ve erkeğin eşit olduğunu kabul etmiyorum çünkü.
    Kadın ve erkek eşittir ama farklıdırlar. Bu farkın olması da güzeldir aslında. Haklısınız, aynı kavramlardan bahsediyoruz, sadece ben feminizmin bizim toplumumuzda yansıdığı şekliyle, karşı cinse karşı zaman zaman gelişen toleranssızlığı sevmiyorum. Ben erkekleri seviyorum. Onları, onların dünyasında anlamaya çalışıyorum.
    Ben de. Ve ben feministim. Tanıdığım bütün feministler de seviyor. Erkek düşmanlığı değil ki feminizm, erkeksiz bir dünya değil ki. İşte o yüzden “ben feminist değilim” cümlesini yanlış buluyorum, özellikle kadınların ikinci plana atılmaya çalışıldığı, AKP Genel Başkan Yardımcısı’nın “feminizm ahlaksızlıktır” dediği şu günlerde… O zaman cümlemi geri alıyorum. Şöyle diyeyim; kadın ve erkeklerin doldurduğu bu evrende iki cinsin birbirini anlaması, kabul etmesi, birbirlerine empati duymaları ve sevgi vermeleri gerektiğine inanıyorum. ERKEK OLMANIN BEDELİ
    O zaman gelelim erkeklere, erkek doğmak ve adam olmaya. Yine toplum bağımlı bir tanımda bulunuyorum, bütün erkek doğanların erkek olduklarını düşünüyorum. Erkek kimliği kadın kimliği gibi çok girift yollardan geçmiyor. Dünyaya geldiği günden itibaren ondan beklenen farklı bir hayat duruşu var; ailesine bakmak, gözetmek, korumak, çalışmak, para getirmek, sorumluluk sahibi olmak. Evin ekonomik direğidir o. Cinsel kimliği güçlü olmalıdır, hatta bunu bir madalya gibi taşımalıdır, daima sözünün eri olmalı, söylediği lafın arkasında durmalı, duygularını, gözyaşını içine akıtmalı, mantıksal kararlar vermelidir.
    Toplumun ondan beklediği bunlar. Evet, her erkek bir şekilde kendi krallığında, kendi dünyasında erkektir.
    Erkekler mi kadınlar mı şanslı peki? Hayatta elde edebildiğimiz, elde etmeyi hedeflediğimiz, sonunda dağarcığımıza koyduğumuz her olumlunun bedelini ödüyoruz, bedelsiz hiçbir şey yok. Erkek olmanın da güzellikleri ve bunlar adına ödedikleri bedeller var. Dolayısıyla “Ah ne kısmetli şu erkekler” diyemiyorum. Batan gemiden en son kurtarılan hep onlar. Pusularda ölenler onlar. Kadın olmaktan hoşnutum ama erkek olsaydım ondan da hoşnut olurdum.
    Her erkek, erkek oluyor ama adam olamıyor galiba?Adam olmak için, erkeğin içindeki kadınla barışması gerekir.
    Yani?İçindeki duyarlı erkekle, hassas ve duygusal erkekle barışabilen, kendilerini sevgiye açabilen, sevgiden ve aşktan korkmayan, kadına saygı duyabilen, kadını sevmeyi, takdir etmeyi bilen, kadınla bir yaşamı paylaşmayı kabul eden erkeklerin adam olduğunu düşünüyorum. Onların yaptığı evlilikler, ilişkiler daha uzun soluklu, babalıkları daha sağlıklı, anne ve babaları, arkadaşlarıyla ilişkileri daha dostça. Ve bu erkeklerin derinine indiğiniz an çok daha kırılgan olduklarını görüyoruz.
    Onları güçlü yapan o kırılganlıklar be

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki MakaleAdet öncesi sendromu, aslında ciddiye alınması gereken bir sorun.
    Sonraki Makale Meme kanserine paylaşarak mücadele ediyorlar
    Bülent AYDIN
    • Website
    • Facebook
    • Instagram
    • LinkedIn

    2005 yılında kurulan Etkin Patent ve ensonmoda.com kurucusu olup, 17 yıldır Yurtiçi/Yurtdışı şahıs ve şirketlere marka, patent, tasarım başvuru, tescil ve danışmanlık hizmetleri vermesinin yanı sıra ensonmoda.com, enyenimoda.com vb. moda bloglarında yöneticilik yapmaktadır. Ayrıca, marka şehir proje kapsamında patent, web tasarım, emlak, OSGB hizmet alanlarında, kendisi ve sahibi olduğu Etkin Patent nam ve hesabına 2014 yılında 210 adet yeni marka geliştirmiş ve bu markaların her birine özel hazırlanmış web sayfaları ve sosyal medya hesaplarıyla halen aktif olarak hizmet vermektedir.

    Son Gönderiler

    Havuzlardan Bulaşabilecek Enfeksiyonlara Dikkat

    30 Haziran 2022

    Çocuğunuz Parmaklarını Emiyorsa Dikkat

    30 Haziran 2022

    Olimpik Milli Okçumuz Mete Gazoz Dünya Şampiyonu

    30 Haziran 2022

    Organ Nakli Hastaları Yaz Aylarına Dikkat

    30 Haziran 2022

    Cevap bırakın Iptal Et

    Marka Başvurusu Etkin Patent
    Öne Çıkanlar

    Aşırı Çay Tüketimi Tehlikeli

    30 Haziran 2022

    Sokak müzisyenleri

    30 Haziran 2022

    İstanbul’un zengin semti Etiler’in Tepecik bölgesinde bir süredir afişli, kampanyalı bir protesto var

    30 Haziran 2022

    Menopoz sonrasına dikkat!

    30 Haziran 2022
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    SON GÖNDERİLER
    Moda Haberleri

    Spor Yaşamında Kadın Giyim

    Yazar Bülent AYDIN1 Ağustos 20220

    Günümüzde şık giyinmeyi seven ama rahatına düşkün olanların en çok tercih ettiği giyim tarzı spor…

    Fırfırlı Elbiseler

    1 Ağustos 2022

    Kruvaze Elbise

    1 Ağustos 2022

    2022 İlkbahar Yaz Ayakkabı Trendleri

    1 Ağustos 2022
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    2005 yılından beri yayında olan ensonmoda.com, Etkin Patent Marka Tasarım Fikri ve Telif Hakları ve Hukuki Hizmetleri ve Danışmanlık Tic.Ltd.Şti.nin tescilli markalarından olup, kendi sektörlerinde tanınmış markaların her birine ayrı ayrı bağımsız sayfalar tahsis ederek, markaların yeni ve en son piyasa çıkan modellerinin tanıtımının yanı sıra markaların haber, kampanya, duyuru, satış noktaları ve servislerini günce olarak yayınlamaktadır.

    Bilgi: bilgi@ensonmoda.com

    SON YAZILAR

    Spor Yaşamında Kadın Giyim

    1 Ağustos 2022

    Fırfırlı Elbiseler

    1 Ağustos 2022

    Kruvaze Elbise

    1 Ağustos 2022
    Son Yorumlar
      Facebook Twitter Instagram YouTube
      • Anasayfa
      • Çerez Politikası
      • Markalar
      Telif hakkı © 2023 Ensonmoda - Tüm hakkı saklıdır.

      Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

      Sign In or Register

      Welcome Back!

      Login to your account below.

      Lost password?