Yüksek tavanlı oto galerisinin bir tarafı siyah bir perdeyle, diğer tarafı ise İshak Paşa Sarayı’nın transparent bir tablosu ile kapatılmıştıYüksek tavandan sarkıtılmış lambalar bembeyaz örtülerle kaplı devasa masayı aydınlatıyordu. Bir kenarda duran Range Rover bu salonun asıl kullanım amacının tek tanığıydı. İshak Paşa Sarayı’nın dev tablosunun arkasında sahne ışıklarının aydınlattığı beyaz örtülerle kaplı bir masada ise Mehmet Gürs sanatını icra ediyor, hazırladığı yemekleri özenle tabaklarına yerleştiriyordu. Menü 3 kanape, 11 ufak yemek ve onlara eşlik edecek 6 birbirinden etkileyici yemekten oluşuyordu. Bir oto galerisinin son derece sofistike bir restorana çevrilmesinin nedeni ise Range Rover’in “Test & Taste” adını verdiği yeni bir etkinlikti. Borusan Oto, Mart ayı sonuna kadar yeni Range Rover TDV 8’i test edenler arasında çekilecek bir kura sonunda sınırlı sayıda (potansiyel) müşterisini, Mehmet Gürs’ün onlar için özel olarak yaratacağı yemekleri kendi seçecekleri konuklarıyla bu görkemli ortamda tatmaları için İstinye’ye davet edecek. Yeme içme yazıları yazmanın avantajlarından birisi bu tip yemeklere davet edilmenizdir. Ben genellikle bu tarz davetlere pek itibar etmiyorum, ama ortada Mehmet Gürs’ün yemekleri olunca hayır diyemedim. Mehmet daha İsveç’ten yeni dönmüştü ve soframıza koyduğu yemeklerin birçoğu Türkiye’de asla tadamayacağınız lezzetlerdi. Ren geyiklerinin arka bacaklarından kurutulmuş ve ince kesilmiş etlerle başlayan ziyafet, geyik bonfilesi ile sona erdi. Tabaktan yükselen yosun buharı arasında deniz kereviti ile kum midyelerinin saklandığı “sis” ile tütsülenmiş ördek göğsü, “duman” yemeğin ilk bölümün başlangıç ve sonuydu. Deniz mahsullerine Avusturya’dan Grüner Veltiner 2004 ile nefi bir Chablis, Domain Laroche 2005 eşlik ettiler. Mehmet Gürs ördek göğsünün yanında Bavyera’nın isli birası Aecht Schlenkerla’yı uygun görmüştü. Bu bira aynı zamanda beyaz şaraplardan kırmızı şaraplara geçişi de ardından gelen başarılı bir şekilde yaptı.“Ha Gayret” adlı çikolatalı kekKırmızı etlere geçildiğinde Avustralya’nın kült Şiraz’larından Torbreck Runrig 2003 Trakya kuzu bonfilesine eşlik etti. Mehmet bu yemeğe de “Bahar gelsin artık” adını vermişti. Sonra nedense gene “kışa devam” ve geyik bonfilesi ile masaya İspanyol Pedrosa Gran Reserva 2001 geldi. Bu şarap aslında İspanya’nın en iyi şaraplarından birisidir, ama doğrusu Runrig’in ardından servis edilmesi kendisine haksızlıktı.Son tatlı olan çikolatalı kek, Mehmet Gürs tarafından belki de konukları son bir defa hareketlendirmek için “ha gayret” diye adlandırılmıştı, ama doğrusu yanındaki tatlı Portekiz şarabı Moscatel de Setubal bile bütün gayretleri boşa çıkartacaktı. Yemek dört saat sürmüş ve yanımda oturan Figen Batur ile yorulmuştuk, şaraplarımızı yudumlayıp, tatlılarımızı tabaklarında bıraktık. Birer kadeh şarap daha içmiş olabiliriz, ama doğrusu hatırlamıyorum. Bu köşe otomobil yazıları köşesi olmadığı için yeni Range Rover’in özelliklerine pek değinmeyeceğim. Ancak yemeği okudunuz, bütün yapmanız gereken Range Rover ile bir test sürüşüne çıkıp, kurayı kazanmak. Umarım kazanıp bu ortamda bu yemeği yiyecek olanlar, böyle bir yemeğe harcanan emeğin ve çabanın kıymetini anlayacak olan kimseler olur. Bu pazar diyeceğim bundan ibarettir.Vatan
Önceki MakaleEt ve balığın evliliği mutlu sonla int(11)iyor..
Sonraki Makale İstanbul’un her köşesi kişiye farklı bir lezzet sunar.
Bülent AYDIN
2005 yılında kurulan Etkin Patent ve ensonmoda.com kurucusu olup, 17 yıldır Yurtiçi/Yurtdışı şahıs ve şirketlere marka, patent, tasarım başvuru, tescil ve danışmanlık hizmetleri vermesinin yanı sıra ensonmoda.com, enyenimoda.com vb. moda bloglarında yöneticilik yapmaktadır. Ayrıca, marka şehir proje kapsamında patent, web tasarım, emlak, OSGB hizmet alanlarında, kendisi ve sahibi olduğu Etkin Patent nam ve hesabına 2014 yılında 210 adet yeni marka geliştirmiş ve bu markaların her birine özel hazırlanmış web sayfaları ve sosyal medya hesaplarıyla halen aktif olarak hizmet vermektedir.